Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish Redhouse

English Turkish Redhouse
BELOVED : English Turkish Redhouse

e.lov.edbîl^v'îd sıfat sevgili, aziz. isim sevgili

BELOW : English Turkish Redhouse

e.lowbîlo' zarf aşağıdan; aşağıda; aşağıya: from below aşağıdan. the river flowing below aşağıda akan nehir. two floors below iki kat aşağıda. those below aşağıdakiler. edat
den aşağı, aşağısında, altında; ötesinde: qust below the mouth of the spring pınar başının hemen aşağısında. ten degrees below zero sıfırın altında on derece. below the salt tuzluğun ötesinde. sıfat aşağıda yazılan, aşağıda verilen, aşağıdaki: See the list below. Aşağıdaki listeye bakın

BELOW AVERAGE : English Turkish Redhouse

vasatın altında

BELOW PAR : English Turkish Redhouse

ticaretsaymaca değerinin altında

BELT : English Turkish Redhouse

eltbelt isim kuşak, kemer, kayış; kolan. fiil
konuşma dili yumruk indirmek; şiddetle vurmak.
kemerle bağlamak.
kuşatmak, çevirmek

BELT BUCKLE : English Turkish Redhouse

kemer tokası

BELT UP! : English Turkish Redhouse

konuşma diliSus! Çeneni kapa!

BEMOAN : English Turkish Redhouse

e.moanbîmon' fiil (bir şeyden) ağlayıp sızlayarak şikâyet etmek, inleyerek yakınmak; üzüntüsünü belirtmek

BEMUSED : English Turkish Redhouse

e.musedbîmyuzd' sıfat
şaşkın.
dalgın

BENCH : English Turkish Redhouse

enchbenç isim sıra, bank

BENCH MARK : English Turkish Redhouse

röper, röper noktası, seviye işareti.
denektaşı, ölçüt, kıstas

BEND : English Turkish Redhouse

endbend fiil (bent/[eski] bended)
eğmek, bükmek, kıvırmak; eğilmek, bükülmek, kıvrılmak.
denizcilikle ilgili bağlamak. isim
kıvrım.
dirsek.
dönemeç, viraj.
denizcilikle ilgili bağ, düğüm

BEND TO : English Turkish Redhouse

(bir şeye) aklı yatmak

BEND TOWARDS : English Turkish Redhouse

(bir şeye) aklı yatmak

BENDABLE : English Turkish Redhouse

end.ablesıfat eğilir, eğrilir, bükülür

BENDS : English Turkish Redhouse

endsbendz isim bakınız the bends

BENEATH : English Turkish Redhouse

e.neathbînith' zarf aşağıdan; aşağıda; aşağıya: The sea beneath was blue. Aşağıdaki deniz maviydi. From beneath there came a voice. Aşağıdan bir ses geldi. edat altında: beneath the tree ağacın altında

BENEATH CONTEMPT : English Turkish Redhouse

aşağılık, rezil

BENEDICTION : English Turkish Redhouse

en.e.dic.tionbenıdîk'şın isim kutsama, takdis

BENEFACTION : English Turkish Redhouse

en.e.fac.tionbenıfäk'şın isim
hayır işine para bağışlama.
hayır işine bağışlanan para, bağış

BENEFACTOR : English Turkish Redhouse

en.e.fac.torben'ıfäktır isim hayır işine para bağışlayan, bağışçı

BENEFICENCE : English Turkish Redhouse

e.nef.i.cenceisim
yardımseverlik; cömertlik.
hayır işine bağışlanan para, bağış

BENEFICENT : English Turkish Redhouse

e.nef.i.centbınef'ısınt sıfat
yardımsever, cömert.
iyi, hayırlı

BENEFICIAL : English Turkish Redhouse

en.e.fi.cialbenıfîş'ıl sıfat hayırlı; yararlı, faydalı

BENEFICIALLY : English Turkish Redhouse

en.e.fi.cial.lyzarf yararlı bir şekilde