English Turkish Redhouse
BENEFICIARY : English Turkish Redhouse
en.e.fi.ci.ar.ybenıfîş'iyeri isim
yararlanan kimse.
mirasçı, vâris
BENEFIT : English Turkish Redhouse
en.e.fitben'ıfît isim yarar, fayda. fiil
in yararına olmak,
e yararlı olmak,
e yararı dokunmak; from
den yararlanmak,
den faydalanmak,
den istifade etmek: This change will benefit you. Bu değişiklik sana iyi gelecek. This would benefit by the addition of some salt. Buna biraz tuz eklenirse iyi olur. We have greatly benefited from your advice. Nasihatinizden çok istifade ettik
BENEFIT CONCERT : English Turkish Redhouse
yardım amacıyla düzenlenen konser
BENEVOLENCE : English Turkish Redhouse
e.nev.o.lenceisim
yardımseverlik; cömertlik.
bağış
BENEVOLENT : English Turkish Redhouse
e.nev.o.lentbınev'ılınt sıfat
yardımsever; cömert.
kâr gayesi gütmeyen (kurum v.b.).
iyi, hayırlı
BENIGN : English Turkish Redhouse
e.nignbînayn' sıfat
yumuşak huylu.
yumuşak (hava).
bereketli (toprak).
iyi huylu, iyicil, selim (tümör)
BENIN : English Turkish Redhouse
Be.ninbenin' isim Benin
BENINESE : English Turkish Redhouse
Be.nin.esebenîniz' isim (Beninese) Beninli. sıfat
Benin, Benin'e özgü.
Beninli
BENT : English Turkish Redhouse
entbent fiil bakınız bend
BENZENE : English Turkish Redhouse
en.zeneben'zin isim, kimya benzen
BENZINE : English Turkish Redhouse
en.zineben'zin isim benzin
BEQUEATH : English Turkish Redhouse
e.jueathbîkwidh' fiil vasiyet etmek, miras olarak bırakmak
BEQUEST : English Turkish Redhouse
e.juestbîkwest' isim vasiyet
BERATE : English Turkish Redhouse
e.ratebîreyt' fiil azarlamak, haşlamak
BEREAVED : English Turkish Redhouse
e.reavedbîrivd' sıfat matemli, yaslı; matemliler, yaslılar
BEREAVEMENT : English Turkish Redhouse
e.reave.mentbîriv'mınt isim (ölüm nedeniyle) kayıp, kaybetme, yitirme; matem, yas
BEREFT : English Turkish Redhouse
e.reftbîreft' sıfat bakınız bereft of
BEREFT OF : English Turkish Redhouse
-den yoksun kalmış: bereft of strength kuvvetten düşmüş
BERET : English Turkish Redhouse
e.retbırey' isim bere
BERRY : English Turkish Redhouse
er.ryber'i isim etli ve zarlı kabuksuz meyve
BERSERK : English Turkish Redhouse
er.serkbır'sırk sıfat çılgınca hareket eden
BERTH : English Turkish Redhouse
erthbırth isim
(taşıtlarda) yatak, ranza.
denizcilikle ilgili manevra alanı.
denizcilikle ilgili rıhtımda palamar yeri.
gemici ranzası.
iş, görev. fiil, denizcilikle ilgili (gemiyi) rıhtıma yanaştırmak; (gemi) rıhtıma yanaşmak
BESEECH : English Turkish Redhouse
e.seechbîsiç' fiil (besought/beseeched) yalvarmak, istirham etmek
BESEECHINGLY : English Turkish Redhouse
e.seech.ing.lyzarf yalvararak
BESET : English Turkish Redhouse
e.setbîset' fiil (beset, besetting)
kuşatmak, etrafını sarmak.
rahat vermemek, yakasını bırakmamak, üzerine varmak.
üzerine koymak
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani