Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish Redhouse

English Turkish Redhouse
BLAZER : English Turkish Redhouse

laz.erbley'zır isim spor ceket, blazer

BLAZON : English Turkish Redhouse

la.zonbley'zın fiil
(göze çarpan bir şekilde) ilan etmek.
sergilemek, teşhir etmek.
(göze çarpan bir şeyle) donatmak/kaplamak. isim arma, ongun

BLEACH : English Turkish Redhouse

leachbliç fiil beyazlatmak, ağartmak. isim çamaşır suyu

BLEACHERS : English Turkish Redhouse

leach.ersbli'çırz isim bir tür açık tribün

BLEAK : English Turkish Redhouse

leakblik sıfat
soğuk ve kasvetli (hava).
rüzgârdan korunmasız, rüzgâra açık.
kötü, iç açıcı olmayan

BLEAR : English Turkish Redhouse

learblîr sıfat sulanmış/çok çapaklanmış/kızarmış (göz)

BLEARY : English Turkish Redhouse

learyblîr'ı sıfat bakınız blear

BLEARY-EYED : English Turkish Redhouse

lear.y-eyedblîr'i.ayd sıfat gözleri sulanmış/çok çapaklanmış/kızarmış

BLEAT : English Turkish Redhouse

leatblit fiil
melemek.
mızırdanmak, sızlanmak. isim
meleme.
mızırdanma, sızlanma

BLED : English Turkish Redhouse

ledbled fiil bakınız bleed

BLEED : English Turkish Redhouse

leedblid fiil (bled)
kanamak.
acımak, kan ağlamak: My heart bleeds for the victims of the drought. Kıtlık kurbanları için içim kan ağlıyor.
kanını emmek, insafsızca sömürmek, iliğini kemirmek: The bank's high interest rates are bleeding the farmers in this area. Bankanın yüksek faiz oranları bu yöredeki çiftçilerin iliğini kemiriyor.
hacamat etmek/yapmak

BLEEDING : English Turkish Redhouse

leed.ingsıfat
kanayan.
konuşma dili kör olası

BLEEP : English Turkish Redhouse

leepblip isim çok tiz ve anlık elektronik ses, bip. fiil bip sesi çıkarmak

BLEMISH : English Turkish Redhouse

lem.ishblem'îş isim leke, kusur, hata

BLEND : English Turkish Redhouse

lendblend fiil karıştırmak, harmanlamak. isim harman, karışım

BLEND IN : English Turkish Redhouse

ile uyumlu olmak, uymak.
yavaşça katmak

BLENDER : English Turkish Redhouse

lend.erisim blender, karıştırıcı

BLESS : English Turkish Redhouse

lessbles fiil (blessed/blest) kutsamak, takdis etmek

BLESS SOMEONE OUT : English Turkish Redhouse

konuşma dilibirini haşlamak/azarlamak

BLESS YOU! : English Turkish Redhouse

Çok yaşa!

BLESSED : English Turkish Redhouse

less.edsıfat
kutsanmış.
kutsal.
Allahın
..: every blessed day her Allahın günü

BLESSING : English Turkish Redhouse

less.ingisim
kutsama, takdis.
hayırdua.
nimet

BLESSING OUT : English Turkish Redhouse

konuşma dilihaşlama, azarlama

BLEST : English Turkish Redhouse

lestblest fiil bakınız bless

BLETHER : English Turkish Redhouse

leth.erbledh'ır fiil, İngiliz İngilizcesi saçmalamak. isim saçma