Multilingual Turkish Dictionary English Turkish Redhouse

BOWL ALONG : English Turkish Redhouse

süratle gitmek

BOWL SOMEONE OVER : English Turkish Redhouse

birini şaşırtmak, birini şaşkına çevirmek.
birini yere yıkmak, birini yere devirmek

BOWLEGGED : English Turkish Redhouse

ow.leg.gedbo'legîd sıfat çarpık bacaklı

BOWLINE : English Turkish Redhouse

ow.linebo'layn isim
barço bağı.
denizcilikle ilgili borina

BOWLING : English Turkish Redhouse

owl.ingbo'lîng isim bowling, ağır bir topla oynanan bir oyun

BOWSHOT : English Turkish Redhouse

ow.shotbo'şat isim ok menzili

BOWSTRING : English Turkish Redhouse

ow.stringbo'strîng isim kiriş. fiil iple boğmak

BOX : English Turkish Redhouse

oxbaks isim
kutu, sandık.
loca. fiil kutulamak, kutuya koymak

BOX NUMBER : English Turkish Redhouse

posta kutusu numarası

BOX OFFICE : English Turkish Redhouse

(tiyatro, sinema, stadyumda) bilet gişesi

BOX SOMEONE ON THE EAR : English Turkish Redhouse

irinin kulağına tokat atmak

BOXCAR : English Turkish Redhouse

ox.carbaks'kar isim, demiryolu kapalı yük vagonu

BOXER : English Turkish Redhouse

ox.erisim boksör, yumrukoyuncusu

BOXING : English Turkish Redhouse

Box.ingbak'sîng sıfat bakınız Boxing Day

BOXING DAY : English Turkish Redhouse

İngiliz İngilizcesiyirmi altı Aralık

BOXING GLOVE : English Turkish Redhouse

oks eldiveni

BOXING MATCH : English Turkish Redhouse

oks maçı

BOXWOOD : English Turkish Redhouse

ox.woodbaks'wûd isim şimşir

BOY : English Turkish Redhouse

oyboy isim
erkek çocuk, oğlan; delikanlı.
genç uşak

BOY FRIEND : English Turkish Redhouse

erkek arkadaş

BOY SCOUT : English Turkish Redhouse

erkek izci

BOYCOTT : English Turkish Redhouse

oy.cottboy'kat fiil boykot yapmak; boykot etmek. isim boykot

BOYHOOD : English Turkish Redhouse

oy.hoodisim çocukluk devresi (erkek)

BOYISH : English Turkish Redhouse

oy.ishsıfat oğlan gibi

BRA : English Turkish Redhouse

abra isim sütyen