Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish Redhouse

English Turkish Redhouse
BRAVERY : English Turkish Redhouse

ave.ryisim cesaret

BRAVO : English Turkish Redhouse

a.vobra'vo ünlem Aferin!/Bravo!

BRAWL : English Turkish Redhouse

awlbrôl isim arbede

BRAWNY : English Turkish Redhouse

awn.ybrô'ni sıfat kasları gelişmiş, adaleli

BRAY : English Turkish Redhouse

aybrey isim anırtı, anırma. fiil anırmak

BRAZEN : English Turkish Redhouse

a.zenbrey'zın sıfat
pirinç; pirinç gibi.
utanmaz, yüzsüz

BRAZIER : English Turkish Redhouse

a.zierbrey'qır isim mangal

BRAZIL : English Turkish Redhouse

Bra.zilbrızîl' isim Brezilya

BRAZIL NUT : English Turkish Redhouse

Brezilya kestanesi

BRAZILIAN : English Turkish Redhouse

isimBrezilyalı. sıfat
Brezilya, Brezilya'ya özgü.
Brezilyalı

BREACH : English Turkish Redhouse

eachbriç isim
kırık, yarık, gedik.
hukuk ihlal

BREAD : English Turkish Redhouse

eadbred isim ekmek

BREAD AND BUTTER : English Turkish Redhouse

ekmek kapısı; insanı geçindiren iş veya para

BREAD CRUMB : English Turkish Redhouse

ekmek kırıntısı

BREADBASKET : English Turkish Redhouse

ead.bas.ketbred'bäskît isim
ekmek sepeti.
mecazi tahıl ambarı.
argo mide

BREADTH : English Turkish Redhouse

eadthbredth isim genişlik, en

BREADWINNER : English Turkish Redhouse

ead.win.nerbred'wînır isim bir aileyi geçindiren kimse

BREAK : English Turkish Redhouse

eakbreyk isim
kırık, çatlak.
aralık, açıklık; ara, fasıla.
iş molası: They took a break. Mola verdiler.
fırsat, şans. fiil (broke, broken)
kırmak, parçalamak; kırılmak.
(fırtına) kopmak

BREAK A HABIT : English Turkish Redhouse

kötü alışkanlıktan kurtulmak

BREAK A PROMISE : English Turkish Redhouse

sözünde durmamak, sözünden dönmek

BREAK A RECORD : English Turkish Redhouse

ekor kırmak

BREAK COVER : English Turkish Redhouse

gizlendiği yerden çıkmak

BREAK DOWN : English Turkish Redhouse

bozulmak.
ruhen yıkılmak

BREAK EVEN : English Turkish Redhouse

kâr ve zararı eşit olmak, ancak masrafını karşılamak

BREAK GROUND : English Turkish Redhouse

törenle temel atmak.
çığır açmak