English Turkish Redhouse
BREAK IN : English Turkish Redhouse
zorla girmek.
lafa karışmak; araya girmek.
alıştırmak
BREAK INTO : English Turkish Redhouse
e zorla girmek.
birden
e başlamak: The horse broke into a run. At birden koşmaya başladı
BREAK LOOSE : English Turkish Redhouse
ipini koparıp başıboş kalmak.
kaçıp kurtulmak
BREAK OFF : English Turkish Redhouse
kırılıp ayrılmak.
birdenbire durmak.
ilişiğini kesmek
BREAK ONE'S FAITH : English Turkish Redhouse
sözünde durmamak
BREAK ONE'S FAST : English Turkish Redhouse
orucunu açmak, orucunu bozmak
BREAK ONE'S NECK : English Turkish Redhouse
boynu kırılmak.
kendini paralamak, paralanmak, dişini tırnağına takmak
BREAK ONE'S WORD : English Turkish Redhouse
sözünü tutmamak
BREAK OPEN : English Turkish Redhouse
kırmak, zorla açmak
BREAK OUT : English Turkish Redhouse
patlak vermek, patlamak, kopmak: War has broken out in Asia. Asya'da savaş patladı.
in ile kaplanmak,
.. dökmek: She's broken out in a rash. Her tarafı isilik oldu
BREAK THE ICE : English Turkish Redhouse
resmiyeti gidermek, havayı yumuşatmak.
ilk defa bir işe girişmek
BREAK THE LAW : English Turkish Redhouse
suç işlemek, kanuna karşı gelmek
BREAK THE NEWS TO : English Turkish Redhouse
(birine) (kötü) haber vermek
BREAK TO PIECES : English Turkish Redhouse
parça parça etmek.
parçalanmak
BREAK UP : English Turkish Redhouse
dağılmak; dağıtmak.
bozuşmak.
(aralarında sevgi bağı olan iki kişi) ayrılmak
BREAK WIND : English Turkish Redhouse
gaz çıkarmak, yellenmek
BREAK WITH : English Turkish Redhouse
ilgisini kesmek,
den ayrılmak
BREAKAGE : English Turkish Redhouse
eak.ageisim
kırma, kırılma.
kırılan şeylerin tutarı
BREAKDOWN : English Turkish Redhouse
eak.downbreyk'daun isim
bozulma, durma.
sinir bozukluğu, çökme.
ayrıntılı hesap
BREAKER : English Turkish Redhouse
eak.erbrey'kır isim kıyıya vuran büyük dalga
BREAKFAST : English Turkish Redhouse
eak.fastbrek'fıst isim sabah kahvaltısı, kahvaltı
BREAKING : English Turkish Redhouse
eak.ingisim kırılma
BREAKNECK : English Turkish Redhouse
eak.neckbreyk'nek sıfat çok hızlı; büyük (bir hız)
a breakneck pace çok hızlı bir tempo
BREAKTHROUGH : English Turkish Redhouse
eak.throughbreyk'thru isim
askeri cepheyi yarıp geçme.
(bilimde) büyük buluş
BREAKWATER : English Turkish Redhouse
eak.wa.terbreyk'wôtır isim dalgakıran, mendirek
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani