English Turkish Redhouse
BUM : English Turkish Redhouse
umb^m isim, argo
serseri, başıboş adam.
otlakçı, anaforcu, başkalarının sırtından geçinen kimse.
İngiliz İngilizcesi kıç, makat. fiil (bummed, bumming)
serseri bir hayat sürmek.
otlamak, otlakçılıkla geçinmek; başkalarının sırtından geçinmek.
ödünç alıp geri vermemek
BUMBLEBEE : English Turkish Redhouse
um.ble.beeb^m'bılbi isim toprak yabanarısı
BUMF : English Turkish Redhouse
umfb^mf isim, İngiliz İngilizcesi, konuşma dili
hiçbir işe yaramayan kâğıtlar.
saçma laflar, saçma
BUMP : English Turkish Redhouse
umpb^mp isim
vuruş, çarpma.
şiş, yumru, tümsek. fiil vurmak, toslamak, çarpmak, bindirmek
BUMPER : English Turkish Redhouse
ump.erb^m'pır isim
otomotiv tampon.
ağzına kadar dolu kadeh veya bardak. sıfat mebzul, alışılandan çok daha bol
BUMPER CROP : English Turkish Redhouse
ereketli mahsul
BUMPY : English Turkish Redhouse
sıfat
tümsekli, engebeli.
inişli çıkışlı
BUN : English Turkish Redhouse
unb^n isim
çörek.
topuz: She wears her hair in a bun. Saçını hep topuz yapıyor
BUNCH : English Turkish Redhouse
unchb^nç isim
salkım, demet, hevenk, deste.
grup, takım
BUNDLE : English Turkish Redhouse
un.dleb^n'dıl isim
bohça.
yığın. fiil toplamak, bohçalamak
BUNDLE SOMEONE OFF : English Turkish Redhouse
irini apar topar göndermek: As soon as his wife was certified insane, Melih bundled her off to an asylum. Karısının deliliği resmen tasdik edilir edilmez Melih onu apar topar tımarhaneye kapattı
BUNDLE UP : English Turkish Redhouse
sıkı giyinmek, sarınıp sarmalanmak: It's cold out; you'd better bundle up. Dışarısı soğuk; sıkı giyinsen iyi olur
BUNG : English Turkish Redhouse
ungb^ng isim
tapa.
fıçı deliği. fiil
tıpalamak, ağzını tıpa ile kapamak.
dövmek, hırpalamak
BUNG UP : English Turkish Redhouse
konuşma dili
i yara bere içinde bırakmak.
e epey hasar vermek
BUNGALOW : English Turkish Redhouse
un.ga.lowb^ng'gılo isim bungalov
BUNGLE : English Turkish Redhouse
un.gleb^ng'gıl fiil aptalca hatalar yaparak (bir şeyi) becerememek
BUNION : English Turkish Redhouse
un.ionb^n'yın isim (ayak parmağında oluşan) şiş
BUNK : English Turkish Redhouse
unkb^ngk isim saçma, zırva
BUNNY : English Turkish Redhouse
un.nyb^n'i isim tavşan, tavşancık
BUOY : English Turkish Redhouse
uoyboy isim şamandıra. fiil bakınız buoy someone up
BUOY SOMEONE UP : English Turkish Redhouse
irini neşelendirmek
BUOYANT : English Turkish Redhouse
uoy.antboy'ınt sıfat
yüzen, batmaz.
neşeli
BURDEN : English Turkish Redhouse
ur.denbır'dın isim yük, ağırlık. fiil
yüklemek.
yüklenmek, sıkıntı vermek
BURDEN OF PROOF : English Turkish Redhouse
hukuktartışılan şeyi kanıtlama zorunluğu
BURDENSOME : English Turkish Redhouse
ur.den.somesıfat külfetli, sıkıcı
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani