English Turkish Redhouse
BUSHEL : English Turkish Redhouse
ush.elbûş'ıl isim
kile.
İngiliz İngilizcesi 0/5 kile
BUSHINESS : English Turkish Redhouse
ush.i.nessisim çalı gibi olma
BUSHY : English Turkish Redhouse
ush.ybûş'i sıfat
çalıyla kaplı.
çalı gibi, gür (saç, kaş, kuyruk v.b.)
BUSINESS : English Turkish Redhouse
usi.nessbîz'nîs isim
iş, meslek, görev.
ticaret.
mesele, problem
BUSINESS HOURS : English Turkish Redhouse
iş saatleri
BUSINESS TRANSACTION : English Turkish Redhouse
(ticari) iş
BUSINESS TRIP : English Turkish Redhouse
iş seyahati
BUSINESSLIKE : English Turkish Redhouse
usi.ness.likesıfat ciddi, sistemli
BUSINESSMAN : English Turkish Redhouse
usi.ness.manbîz'nîsmän isim (businessmen) işadamı
BUSINESSWOMAN : English Turkish Redhouse
usi.ness.wom.anbîz'nîswûmın isim (businesswomen) iş kadını
BUST : English Turkish Redhouse
ustb^st isim
göğüs.
büst
BUST A GUT : English Turkish Redhouse
konuşma dilieşek gibi çalışmak
BUST ONE'S ASS : English Turkish Redhouse
kabakıçını yırtmak, eşek gibi çalışmak
BUST OUT OF : English Turkish Redhouse
konuşma dili(bir yerden) sıvışıp kaçmak
BUST-UP : English Turkish Redhouse
ust-upb^st'^p isim, konuşma dili boşanma; birbirinden ayrılma
BUSTED : English Turkish Redhouse
ust.edb^s'tîd sıfat, konuşma dili
kırık, kırılmış; bozuk, bozulmuş; patlak, patlamış.
iflas etmiş, sıfırı tüketmiş, topu atmış
BUSY : English Turkish Redhouse
us.ybîz'i sıfat
meşgul: I've had a busy day. Bugün çok meşguldüm.
işlek, hareketli
BUSY AS A BEE : English Turkish Redhouse
çok meşgul
BUSY SIGNAL : English Turkish Redhouse
telefonmeşgul sesi
BUT : English Turkish Redhouse
utb^t edat
den gayri,
den başka: The new maid will do almost anything but wash windows. Yeni hizmetçi, pencere silmek hariç, hemen hemen her işi yapar. bağlaç fakat, ama, lakin, ancak, halbuki, ki: I'll do almost anything for you, but I won't do that. Sizin için hemen hemen her şeyi yaparım, ama onu yapmam. zarf ama, sadece, yalnızca: He's but a child. Ama o bir çocuk
BUT FOR : English Turkish Redhouse
sayesinde,
.. olmasaydı: But for her relationship with the boss she would have been fired long ago. Şefle ilişkisi olmasaydı çoktan işten çıkarılmıştı
BUT WHAT : English Turkish Redhouse
ki, gene de, rağmen
BUTANE : English Turkish Redhouse
u.tanebyu'teyn isim bütan
BUTCHER : English Turkish Redhouse
utch.erbûç'ır isim kasap. fiil
kasaplık hayvan kesmek.
katletmek.
berbat etmek, rezil etmek
BUTCHERY : English Turkish Redhouse
utch.eryisim
mezbaha, salhane.
katliam, kırım
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani