Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish Redhouse

English Turkish Redhouse
CALICO CAT : English Turkish Redhouse

eyaz, siyah ve turuncu renkli dişi kedi

CALIF : English Turkish Redhouse

ca.lifkäl'îf, key'lîf isim halife

CALIPH : English Turkish Redhouse

ca.liphkäl'îf, key'lîf isim halife

CALIPHATE : English Turkish Redhouse

ca.liph.atekey'lîfeyt, käl'îfeyt isim halifelik, hilafet

CALL : English Turkish Redhouse

callkôl fiil
(out) seslenmek, çağırmak; bağırmak: Did you qust call me? Bana demin seslendin mi? He called out for help. "İmdat!"' diye bağırdı.
uğramak; (on) (birine) uğramak; (at) (bir yere) uğramak: He calls once a day. Günde bir defa uğrar. Let's call on Mefharet. Mefharet'e uğrayalım. Does this boat call at Kaş? Bu gemi Kaş'a uğrar mı?
telefon etmek: When did you call me? Bana ne zaman telefon ettiniz?
(out/off) söylemek, yüksek sesle okumak: He called out the names of the winners. Kazananların isimlerini yüksek sesle okudu.
çağırmak, davet etmek: We'll call him as a witness. Onu tanık olarak çağıracağız. Call the witness to the stand. Tanığı kürsüye çağırın.
(toplantı, seçim, grev v.b.'nin yapılacağını) ilan etmek.
uyandırmak.
isim koymak; diye hitap etmek: What shall we call him? Ona hangi ismi koyalım? Her real name's Faika but they call her Fofoş. Gerçek adı Faika, fakat kendisine Fofoş diyorlar.
demek, düşünmek, saymak; iddia etmek: Do you call this dump beautiful? Bu çöplüğe güzel mi diyorsun? He called her a dumbbell. Ona kaz kafalı dedi. How can you call yourself a friend of mine? Benim dostum olduğunu nasıl iddia edebilirsin?
(bir miktarı) yuvarlak bir sayıya çevirmek: Your bill's 344254 TL; let's call it 344444 TL. Hesabınız 788258 TL tutuyor; buna yuvarlak hesap 788888 TL diyelim

CALL A HALT TO : English Turkish Redhouse

-i durdurmak,
i kesmek,
e son vermek

CALL A SPADE A SPADE : English Turkish Redhouse

doğruya doğru, eğriye eğri demek, gerçekleri sakınmadan söylemek, dobra dobra konuşmak

CALL FOR : English Turkish Redhouse

i istemek.
i gerektirmek,
i icap ettirmek

CALL FORTH : English Turkish Redhouse

çıkarmak, ortaya çıkarmak

CALL GIRL : English Turkish Redhouse

telekız

CALL IN : English Turkish Redhouse

(yardımcı veya danışman olarak) (birini) çağırmak.
(bir şeyin) iade edilmesini istemek.
(borcun) ödenmesini istemek.
(parayı) tedavülden kaldırmak

CALL IN QUESTION : English Turkish Redhouse

in doğruluğundan şüphe etmek.
e gölge düşürmek

CALL INTO BEING : English Turkish Redhouse

yaratmak, halketmek

CALL IT A DAY : English Turkish Redhouse

paydos etmek

CALL IT WHAT YOU WANT. : English Turkish Redhouse

Ne derseniz deyin

CALL NUMBER : English Turkish Redhouse

kütüphanelerde kitapları sınıflandıran numara

CALL OFF : English Turkish Redhouse

-i iptal etmek

CALL ON THE CARPET : English Turkish Redhouse

azarlamak

CALL OUT : English Turkish Redhouse

(askerleri, grevcileri v.b.'ni) devreye sokmak

CALL SOMEONE ... FOR SHORT : English Turkish Redhouse

irine kısaca
.. demek: They call him "İbo" for short. Ona kısaca "İbo" diyorlar

CALL SOMEONE BACK : English Turkish Redhouse

birini geri çağırmak.
birine tekrar telefon etmek; kendisini telefonla arayıp bulamayan birine telefon etmek

CALL SOMEONE DOWN : English Turkish Redhouse

konuşma dilibirini azarlamak

CALL SOMEONE NAMES : English Turkish Redhouse

irine/biri için (yalancı, korkak, köpek gibi) kötü sözler söylemek: He's calling her names. Ona kötü şeyler söylüyor

CALL SOMEONE TO ACCOUNT : English Turkish Redhouse

irisinden hesap sormak

CALL SOMEONE UP : English Turkish Redhouse

birine telefon etmek.
birini askere çağırmak