Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish Redhouse

English Turkish Redhouse
COMATOUS : English Turkish Redhouse

co.ma.toussıfat
komada.
yarı baygın

COMB : English Turkish Redhouse

combkom isim
tarak.
ibik.
petek. fiil taramak

COMB OUT : English Turkish Redhouse

taramak, ayırmak

COMBAT : English Turkish Redhouse

com.batkımbät' fiil
savaşmak.
dövüşmek.
mücadele etmek

COMBAT TROOPS : English Turkish Redhouse

muharip birlikler

COMBAT ZONE : English Turkish Redhouse

askerimuharebe/savaş alanı

COMBATANT : English Turkish Redhouse

com.bat.antkımbät'ınt, kam''bıtınt isim
savaşçı, muharip.
dövüşçü.
ateşli bir tartışmaya katılan kimse

COMBATIVE : English Turkish Redhouse

com.bat.ivekımbät'îv, kam'bıtîv sıfat kavgacı, dövüşken

COMBINATION : English Turkish Redhouse

com.bi.na.tionkambıney'şın isim
birleşme, birleşim; birleştirme.
birlik.
(kilitte) şifre.
kimya bileşim.
kombinezon

COMBINATION LOCK : English Turkish Redhouse

şifreli kilit

COMBINE : English Turkish Redhouse

com.binekımbayn' fiil birleşmek; birleştirmek

COMBUSTIBLE : English Turkish Redhouse

com.bus.ti.blekımb^s'tıbıl sıfat kolay tutuşan, yanıcı. isim kolay tutuşan madde

COMBUSTION : English Turkish Redhouse

com.bus.tionkımb^s'çın isim yanma, tutuşma

COME : English Turkish Redhouse

comek^m fiil (came, come)
gelmek.
konuşma dili beli gelmek, boşalmak; orgazm olmak

COME ABOUT : English Turkish Redhouse

olmak, meydana gelmek

COME ACROSS : English Turkish Redhouse

astlamak, tesadüf etmek

COME ALONG. : English Turkish Redhouse

Hadi canım

COME AROUND : English Turkish Redhouse

kendine gelmek.
uğramak.
dediğine gelmek

COME AT : English Turkish Redhouse

e erişmek,
e ulaşmak.
e varmak,
i keşfetmek.
üstüne yürümek, saldırmak

COME BACK : English Turkish Redhouse

geri dönmek, geri gelmek.
akla gelmek

COME BETWEEN : English Turkish Redhouse

aralarına girmek

COME BY : English Turkish Redhouse

elde etmek

COME DOWN : English Turkish Redhouse

to (bir kişiden, bir zamandan) (başka birine, başka bir zamana) kalmak.
(fiyat) düşmek.
çökmek, yıkılmak; düşmek

COME DOWN IN ONE'S OPINION : English Turkish Redhouse

(birini) eskisi kadar saymamak

COME DOWN IN ONE'S PRICE : English Turkish Redhouse

(kendi malının) fiyatını düşürmek