Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish Redhouse

English Turkish Redhouse
COME ON! : English Turkish Redhouse

Haydi!
Yok canım!

COME ONE'S WAY : English Turkish Redhouse

aşına gelmek

COME OUT : English Turkish Redhouse

çıkmak, görünmek, gözükmek.
(haber) yayılmak; (yayın) yayımlanmak.
(leke) çıkmak

COME OUT OF ONE'S SHELL : English Turkish Redhouse

açılmak, suskunluğu bırakmak

COME OUT ON TOP : English Turkish Redhouse

muzaffer çıkmak.
birinci olmak.
başarılı bir sonuç almak; başarılı olmak; dört ayak üstüne düşmek

COME THROUGH : English Turkish Redhouse

kendinden bekleneni yapmak, başkalarını hayal kırıklığına uğratmamak.
(zor bir durumdan) sağ olarak çıkmak.
(bir haber) gelmek.
kendini belli etmek.
(bir nesneye bir taraftan giren bir şey) (o nesnenin başka bir tarafında) çıkmak

COME THROUGH WITH : English Turkish Redhouse

konuşma dili(beklenileni) yapmak

COME TO : English Turkish Redhouse

ayılmak, kendine gelmek

COME TO A DEAD STOP : English Turkish Redhouse

tamamen durmak

COME TO A DECISION : English Turkish Redhouse

karara varmak

COME TO A HEAD : English Turkish Redhouse

had safhaya varmak: Last night things came to a head. Dün gece dananın kuyruğu koptu

COME TO A POINT : English Turkish Redhouse

bir noktaya/bir yere varmak.
(av köpeği) ferma etmek, fermaya oturmak

COME TO A STOP : English Turkish Redhouse

durmak; stop/istop etmek

COME TO AN AGREEMENT : English Turkish Redhouse

ir karara varmak, uyuşmak

COME TO BLOWS : English Turkish Redhouse

yumruk yumruğa gelmek

COME TO CLOSE QUARTERS : English Turkish Redhouse

göğüs göğüse dövüşmek, cenkleşmek

COME TO FRUITION : English Turkish Redhouse

gerçekleşmek

COME TO GRIEF : English Turkish Redhouse

kazaya uğramak; felakete uğramak; belasını bulmak.
(planlar, umutlar v.b.) boşa çıkmak

COME TO GRIPS : English Turkish Redhouse

kapışmak, dövüşmeye başlamak

COME TO GRIPS WITH : English Turkish Redhouse

ile ciddi bir şekilde ilgilenmek.
ile kapışmak, ile dövüşmeye başlamak

COME TO HAND : English Turkish Redhouse

çıkmak, bulunmak.
gelmek, varmak

COME TO LIFE : English Turkish Redhouse

ayılmak; canlanmak

COME TO LIGHT : English Turkish Redhouse

keşfedilmek

COME TO MIND : English Turkish Redhouse

aklına gelmek, hatırlamak

COME TO NAUGHT : English Turkish Redhouse

oşa çıkmak; boşa gitmek; boşuna olmak