English Turkish Redhouse
CONSTRUCT : English Turkish Redhouse
con.structkınstr^kt' fiil
yapmak, inşa etmek, bina etmek, kurmak, tertip etmek.
geometri çizmek
CONSTRUCTION : English Turkish Redhouse
con.struc.tionkınstr^k'şın isim
yapı, inşaat.
yorum, tefsir.
dilbilgisi yapı, inşa, tertip.
geometri çizim
CONSTRUCTIVE : English Turkish Redhouse
con.struc.tivekınstr^k'tîv sıfat
yapıcı, olumlu, müspet.
yapısal
CONSTRUE : English Turkish Redhouse
con.struekınstru' fiil
yorumlamak, tefsir etmek, mana vermek, anlamak.
(cümleyi) tahlil etmek
CONSUL : English Turkish Redhouse
con.sulkan'sıl isim
konsolos.
(eski Roma'da) konsül
CONSUL GENERAL : English Turkish Redhouse
aşkonsolos
CONSULAR : English Turkish Redhouse
con.sul.arsıfat
konsolosa ait.
konsüle ait
CONSULAR AGENT : English Turkish Redhouse
fahri konsolos
CONSULATE : English Turkish Redhouse
con.sul.atekan'sılît isim konsolosluk, konsoloshane
CONSULT : English Turkish Redhouse
con.sultkıns^lt' fiil
danışmak, başvurmak, müracaat etmek, sormak.
göz önünde tutmak, hesaba katmak.
with ile görüşmek
CONSULTANT : English Turkish Redhouse
con.sult.antisim danışman, müşavir
CONSULTATION : English Turkish Redhouse
con.sul.ta.tionkansıltey'şın isim
danışma, müzakere, istişare.
konsültasyon
CONSULTATIVE : English Turkish Redhouse
con.sul.ta.tivekans^l'tıtîv sıfat danışmanlıkla ilgili, istişari
CONSULTATIVE COMMITTEE : English Turkish Redhouse
danışma kurulu
CONSUME : English Turkish Redhouse
con.sumekınsum' fiil
tüketmek, yoğaltmak, istihlak etmek.
yakıp yok etmek
CONSUMED WITH JEALOUSY : English Turkish Redhouse
kıskançlıktan deliye dönmüş
CONSUMER : English Turkish Redhouse
con.sum.erkınsu'mır isim tüketici, yoğaltıcı
CONSUMER DURABLES : English Turkish Redhouse
dayanıklı tüketim malları
CONSUMER GOODS : English Turkish Redhouse
tüketim maddeleri
CONSUMER NONDURABLES : English Turkish Redhouse
dayanıksız tüketim malları
CONSUMMATE : English Turkish Redhouse
con.sum.matekan'sımeyt fiil tamamlamak, ikmal etmek
CONSUMPTION : English Turkish Redhouse
con.sump.tionkıns^mp'şın isim tüketim, yoğaltma, istihlak
CONT. : English Turkish Redhouse
cont.kısaltma «contents» continent continue
CONTACT : English Turkish Redhouse
con.tactkan'täkt isim
temas, değme, dokunma: It mustn't have any contact with the air. Havayla hiç teması olmamalı.
temas, ilişki; irtibat, bağlantı: Have you ever had any sort of contact with them? Onlarla herhangi bir temasınız oldu mu? We've been in contact for some time. Epey zamandan beri temastayız. We've finally established radio contact with them. Onlarla nihayet radyoyla irtibat kurduk.
(faydalı olabilecek) tanıdık; kaynak, haber veren kimse; aracı, aracılık yapan kimse.
konuşma dili kontakt lens, lens. fiil
ile temasa geçmek, ile temas etmek.
temas etmek, değmek, dokunmak
CONTACT LENS : English Turkish Redhouse
kontakt lens, lens
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani