English Turkish Redhouse
ALARM : English Turkish Redhouse
a.larmılarm' isim
korku; dehşet.
alarm, tehlike işareti: fire alarm yangın zili, yangın alarmı. fiil
tehlikeden haberdar etmek.
korkutmak; dehşete düşürmek
ALARM CLOCK : English Turkish Redhouse
çalar saat
ALAS : English Turkish Redhouse
a.lasıläs' ünlem Eyvah!/Yazık!
ALBANIA : English Turkish Redhouse
Al.ba.ni.aälbey'niyı isim Arnavutluk
ALBANIAN : English Turkish Redhouse
sıfat, isimArnavut
ALBEIT : English Turkish Redhouse
al.be.itôlbi'yît, älbi'yît bağlaç
.. de olsa: He is, in short, a boor, albeit an educated one. Kısacası, tahsilli de olsa, hödüğün biri. She's learning French, albeit painfully. Zorlukla da olsa Fransızcayı öğreniyor. It was a beautiful, albeit a worthless, coin. Değersiz de olsa güzel bir paraydı
ALBINO : English Turkish Redhouse
al.bi.noälbay'no isim akşın, albinos, çapar
ALBUM : English Turkish Redhouse
al.bumäl'bım isim albüm
ALCOHOL : English Turkish Redhouse
al.co.holäl'kıhôl isim
alkol.
alkol, alkollü içki
ALCOHOLIC : English Turkish Redhouse
al.co.hol.icsıfat alkollü. isim alkolik
ALCOHOLISM : English Turkish Redhouse
al.co.hol.ismisim alkolizm
ALCOVE : English Turkish Redhouse
al.coveäl'kov isim (duvarda bulunan) niş, oyuk; hücre gibi ve kapısız ufak oda
ALE : English Turkish Redhouse
aleeyl isim bir çeşit bira
ALEMBIC : English Turkish Redhouse
a.lem.bicılem'bîk isim imbik
ALERT : English Turkish Redhouse
a.lertılırt' sıfat uyanık, tetikte olan
ALFRESCO : English Turkish Redhouse
al.fres.coälfres'ko sıfat açık havada yapılan, açık hava. zarf açık havada
ALGA : English Turkish Redhouse
al.gaäl'gı isim (algae) alg
ALGEBRA : English Turkish Redhouse
al.ge.braäl'cıbrı isim, matematik cebir
ALGERIA : English Turkish Redhouse
Al.ge.ri.aälcîr'iyı isim Cezayir
ALGERIAN : English Turkish Redhouse
sıfat
Cezayir, Cezayir'e özgü.
Cezayirli. isim Cezayirli
ALIAS : English Turkish Redhouse
a.li.asey'liyıs isim takma isim; başka ad. zarf namı diğer: Cavit alias the Bear Cavit namı diğer Ayı
ALIBI : English Turkish Redhouse
al.i.biäl'ıbay isim
hukuk sanığın, suçun işlendiği sırada başka yerde bulunduğu şeklindeki iddiası.
konuşma dili bahane, mazeret
ALIEN : English Turkish Redhouse
al.ieney'liyın isim yabancı, ecnebi
ALIENATE : English Turkish Redhouse
al.ien.ateey'liyıneyt fiil soğutmak, uzaklaştırmak
ALIGHT : English Turkish Redhouse
a.lightılayt' fiil konmak, inmek
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani