English Turkish Redhouse
COUNTERCLOCKWISE : English Turkish Redhouse
coun.ter.clock.wisekauntırklak'wayz zarf, sıfat saat yelkovanının ters yönünde, sola doğru
COUNTERCURRENT : English Turkish Redhouse
coun.ter.cur.rentkaun'tırkırınt isim ters akıntı
COUNTERDEMONSTRATION : English Turkish Redhouse
coun.ter.dem.on.stra.tionkaun'tırdemınstrey'şın isim karşı gösteri
COUNTERESPIONAGE : English Turkish Redhouse
coun.ter.es.pi.o.nagekauntıres'piyınaq isim karşı casusluk
COUNTERFEIT : English Turkish Redhouse
coun.ter.feitkaun'tırfît sıfat sahte, kalp. isim taklit. fiil
kalp para basmak.
taklit etmek, sahtesini yapmak
COUNTERFEITER : English Turkish Redhouse
coun.ter.feit.erisim kalpazan
COUNTERMAND : English Turkish Redhouse
coun.ter.mandkauntırmänd' fiil (yeni bir emir ile) (önceki emri) iptal etmek. isim iptal emri
COUNTERMEASURE : English Turkish Redhouse
coun.ter.meas.urekaun'tırmeqır isim karşı tedbir
COUNTEROFFENSIVE : English Turkish Redhouse
coun.ter.of.fen.sivekaun'tırıfen'sîv isim, askeri karşı saldırı
COUNTERPANE : English Turkish Redhouse
coun.ter.panekaun'tırpeyn isim yatak örtüsü
COUNTERPART : English Turkish Redhouse
coun.ter.partkaun'tırpart isim
taydaş.
karşılık, tamamlayıcı şey.
kopya, ikinci nüsha, suret
COUNTERPOINT : English Turkish Redhouse
coun.ter.pointkaun'tırpoynt isim, müzik kontrpuan
COUNTERPROPOSAL : English Turkish Redhouse
coun.ter.pro.po.salkauntırprıpo'zıl isim karşı öneri
COUNTERSIGN : English Turkish Redhouse
coun.ter.signkauntırsayn' fiil (tasdik için) ikinci olarak imzalamak
COUNTERSPY : English Turkish Redhouse
coun.ter.spykaun'tırspay isim karşı casus
COUNTESS : English Turkish Redhouse
count.esskaun'tîs isim kontes
COUNTING ... : English Turkish Redhouse
dahil: That makes ten, counting me. Ben dahil on kişi eder. That's sixteen people, not counting the children. Çocuklar hariç, on altı kişi oluyor
COUNTLESS : English Turkish Redhouse
count.lesskaunt'lîs sıfat sayısız, hesapsız, pek çok
COUNTRY : English Turkish Redhouse
coun.tryk^n'tri isim
ülke, memleket; yurt, vatan.
the taşra.
the kır, sayfiye.
hukuk qüri, yargıcılar kurulu. sıfat taşraya özgü
COUNTRYMAN : English Turkish Redhouse
coun.try.manisim
vatandaş, hemşeri.
taşralı
COUNTRYSIDE : English Turkish Redhouse
coun.try.sideisim
kır, kırlık.
sayfiye
COUNTY : English Turkish Redhouse
coun.tykaun'ti isim
ilçe.
İngiliz İngilizcesi kontluk
COUP : English Turkish Redhouse
coupku isim darbe, askeri darbe, hükümet darbesi
COUP D'ÉTAT : English Turkish Redhouse
hükümet darbesi
COUPLE : English Turkish Redhouse
cou.plek^p'ıl isim
çift.
çift, karı koca. fiil
bağlamak, bitiştirmek, birleştirmek.
bağlantı kurmak.
çiftleştirmek
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani