Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish Redhouse

English Turkish Redhouse
A FRIGHT : English Turkish Redhouse

konuşma dilikorkunç derecede çirkin, tuhaf veya insanı şoke eden kimse: She looked a fright in that wig. O perukla görünümü korkunçtu

A FULL WEEK : English Turkish Redhouse

tam bir hafta.
olaylarla dolu bir hafta

A GLEAM OF HOPE : English Turkish Redhouse

ir ümit ışığı

A GLIMMER OF HOPE : English Turkish Redhouse

ir ümit ışığı

A GOOD : English Turkish Redhouse

epey, epeyi, bir hayli; birçok: He was there a good while. Orada epey kaldı. A good many of the camellias were in bloom. Birçok kamelya çiçek açmıştı.
en az: They waited a good ten minutes. En az on dakika beklediler

A GOOD COMMAND OF : English Turkish Redhouse

(bir dili) rahat konuşabilme

A GOOD DEAL : English Turkish Redhouse

çok: That cost him a good deal. Ona pahalıya mal oldu. It's climate is a good deal like Cairo's. Havası Kahire'ninkine çok benziyor.
konuşma dili kelepir.
konuşma dili iyi bir şey

A GOOD DISTANCE : English Turkish Redhouse

off epey uzakta

A GOOD LOSER : English Turkish Redhouse

oyunu kaybedince kızmayan kimse

A GOOD MANY : English Turkish Redhouse

irçok, hayli

A GOOD PROVIDER : English Turkish Redhouse

ailesine iyi bakan kimse

A GOOD TURN : English Turkish Redhouse

ir iyilik: He did me a good turn. Bana bir iyilik etti

A GOOD WAY : English Turkish Redhouse

hayli mesafe.
iyi bir çare/yol

A GREAT DEAL : English Turkish Redhouse

çok: That cost him a good deal. Ona pahalıya mal oldu. It's climate is a good deal like Cairo's. Havası Kahire'ninkine çok benziyor.
konuşma dili kelepir.
konuşma dili iyi bir şey

A GREAT MANY : English Turkish Redhouse

pek çok

A HARD ACT TO FOLLOW : English Turkish Redhouse

aşılması veya ulaşılması zor bir başarı

A HARD NUT TO CRACK : English Turkish Redhouse

başarılması zor iş.
çetin ceviz

A HELL OF A LOT : English Turkish Redhouse

argoçok fazla

A HORSE OF ANOTHER COLOR : English Turkish Redhouse

tamamıyla farklı bir konu

A HOST OF : English Turkish Redhouse

ir sürü

A HOWLING SUCCESS : English Turkish Redhouse

üyük başarı

A HUNDRED PERCENT : English Turkish Redhouse

yüzde yüz

A HUNDREDFOLD : English Turkish Redhouse

yüz kat, yüz misli

A KILO OF APPLES : English Turkish Redhouse

ir kilo elma

A KIND OF MILLIONAIRE : English Turkish Redhouse

milyoner gibi bir şey