Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish Redhouse

English Turkish Redhouse
DEIGN : English Turkish Redhouse

deigndeyn fiil tenezzül etmek

DEITY : English Turkish Redhouse

de.i.tydiy'ıti isim
tanrı, ilah.
tanrısal varlık

DEJECTED : English Turkish Redhouse

de.ject.eddîcek'tîd sıfat keyifsiz, morali bozuk; hüzünlü

DEJECTION : English Turkish Redhouse

de.jec.tionisim keyifsizlik, moral bozukluğu; hüzün

DELAY : English Turkish Redhouse

de.laydîley' fiil
ertelemek, sonraya bırakmak.
geciktirmek.
oyalanmak. isim gecikme, geç kalma

DELEGATE : English Turkish Redhouse

del.e.gatedel'ıgît, del'ıgeyt isim delege, temsilci; elçi; vekil. fiil
havale etmek, devretmek.
görevlendirmek

DELEGATION : English Turkish Redhouse

del.e.ga.tionisim
delegasyon.
yetki verme

DELETE : English Turkish Redhouse

de.letedîlit' fiil silmek, çıkarmak

DELETION : English Turkish Redhouse

de.le.tiondîli'şın isim
silme, çıkarma.
yazıdan çıkarılan parça

DELIBERATE : English Turkish Redhouse

de.lib.er.atedîlîb'ırît sıfat
kasıtlı, maksatlı, önceden tasarlanmış.
temkinli, ölçülü, dikkatli

DELIBERATELY : English Turkish Redhouse

de.lib.er.ate.lyzarf kasten, mahsus, bile bile

DELIBERATION : English Turkish Redhouse

de.lib.er.a.tionisim
üzerinde düşünme, düşünüp taşınma.
görüşme, müzakere

DELICACY : English Turkish Redhouse

del.i.ca.cydel'ıkısi isim
incelik, kibarlık.
lezzetli şey

DELICATE : English Turkish Redhouse

del.i.catedel'ıkît sıfat
kolaylıkla kırılabilen, kırılgan, nazik.
hassas (alet).
hassas (konu); nazik (durum).
ince (yapı), narin.
hafif (koku, tat).
hafif, yumuşak (dokunuş).
hastalıklara pek dayanıklı olmayan

DELICATELY : English Turkish Redhouse

del.i.cate.lyzarf
incelikle.
dikkatle, ihtiyatla, büyük bir özenle

DELICATESSEN : English Turkish Redhouse

del.i.ca.tes.sendelıkıtes'ın isim şarküteri, mezeci

DELICIOUS : English Turkish Redhouse

de.li.ciousdılîş'ıs sıfat lezzetli, leziz, nefis

DELIGHT : English Turkish Redhouse

de.lightdîlayt' fiil
sevindirmek; sevinmek.
in
den zevk almak. isim
sevinç, zevk, keyif, haz.
sevinç veren şey

DELIGHTFUL : English Turkish Redhouse

de.light.fulsıfat hoş, güzel; zevkli

DELIMIT : English Turkish Redhouse

de.lim.itdîlîm'ît fiil sınırlandırmak, tahdit etmek

DELINEATE : English Turkish Redhouse

de.lin.e.atedîlîn'iyeyt fiil
şeklini çizmek.
betimlemek

DELINQUENCY : English Turkish Redhouse

de.lin.juen.cyisim
(çocuklarda) suç işleme.
borçların ödenmemesi

DELINQUENT : English Turkish Redhouse

de.lin.juentdîlîng'kwınt sıfat
suçlu, suç işleyen (çocuk).
ödenmemiş (hesap, vergi, borç v.b.).
borçlarını ödememiş. isim çocuk suçlu

DELIRIOUS : English Turkish Redhouse

de.lir.i.ousdîlîr'iyıs sıfat
sayıklayan.
çılgına dönmüş

DELIRIUM : English Turkish Redhouse

de.lir.i.umdîlîr'iyım isim
sayıklama.
çılgınlık