Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish Redhouse

English Turkish Redhouse
DELIVER : English Turkish Redhouse

de.liv.erdîlîv'ır fiil
teslim etmek, bırakmak, vermek: They will deliver the furniture tomorrow morning. Mobilyayı yarın sabah teslim edecekler.
(gazete, mektup v.b.'ni) dağıtmak.
(yumruk, darbe) indirmek.
(from)
den kurtarmak.
(çocuğu) almak, doğurtmak.
(söylev) vermek, (konuşma) yapmak.
(hüküm) vermek

DELIVER THE GOODS : English Turkish Redhouse

konuşma diliistenilen şeyi yapmak

DELIVERANCE : English Turkish Redhouse

de.liv.er.anceisim
kurtarma; kurtuluş.
hüküm

DELIVERER : English Turkish Redhouse

de.liv.er.erisim
kurtarıcı.
teslim eden kimse.
dağıtıcı

DELIVERY : English Turkish Redhouse

de.liv.er.yisim
teslim; dağıtım.
doğurma; doğum.
konuşma tarzı.
beysbol topa vuruş, servis

DELIVERY NOTE : English Turkish Redhouse

ticaretteslim beyanı

DELIVERY ORDER : English Turkish Redhouse

ticaretteslim emri

DELIVERY RECEIPT : English Turkish Redhouse

ticaretteslim makbuzu

DELIVERY TIME : English Turkish Redhouse

ticaretsiparişlerin teslim süresi

DELIVERYMAN : English Turkish Redhouse

de.liv.er.y.manisim satılan malı eve teslim eden kimse

DELL : English Turkish Redhouse

delldel isim küçük vadi, korulu vadi

DELTA : English Turkish Redhouse

del.tadel'tı isim delta, çatalağız

DELUDE : English Turkish Redhouse

de.ludedîlud' fiil aldatmak, yanıltmak

DELUGE : English Turkish Redhouse

del.ugedel'yuc isim
sel, tufan.
şiddetli yağmur

DELUSION : English Turkish Redhouse

de.lu.siondîlu'qın isim
aldanma, yanılma.
ruhbilim sabuklama

DELUSIVE : English Turkish Redhouse

de.lu.sivedîlu'sîv sıfat aldatıcı, yanıltıcı

DELUXE : English Turkish Redhouse

de.luxedîlûks' sıfat lüks, ihtişamlı

DELVE : English Turkish Redhouse

delvedelv fiil into
i araştırmak

DEMAGOGUE : English Turkish Redhouse

dem.a.goguedem'ıgôg isim demagog, halkavcısı

DEMAGOGY : English Turkish Redhouse

dem.a.go.gydem'ıgaci isim demagoqi, halkavcılığı

DEMAND : English Turkish Redhouse

de.manddîmänd' isim
istem, istek; talep.
ekonomi talep, rağbet.
hukuk talep, hak iddia etme. fiil
talep etmek, istemek.
gerektirmek.
hukuk mahkemeye celbetmek

DEMAND DEPOSIT : English Turkish Redhouse

vadesiz mevduat

DEMEAN : English Turkish Redhouse

de.meandîmin' fiil alçaltmak, küçültmek

DEMEANOR : English Turkish Redhouse

de.mean.ordîmi'nır isim davranış, tavır

DEMEANOUR : English Turkish Redhouse

de.mean.ourdîmi'nır isim, İngiliz İngilizcesi bakınız demeanor