Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish Redhouse

English Turkish Redhouse
DEODORISE : English Turkish Redhouse

de.o.dor.isediyo'dırayz fiil, İngiliz İngilizcesi bakınız deodorize

DEODORIZE : English Turkish Redhouse

de.o.dor.izediyo'dırayz fiil kokusunu gidermek

DEPART : English Turkish Redhouse

de.partdîpart' fiil
ayrılmak, gitmek.
hareket etmek, kalkmak: At what time does the bus depart? Otobüs saat kaçta kalkıyor?
ölmek, vefat etmek.
from
den sapmak,
den ayrılmak

DEPARTMENT : English Turkish Redhouse

de.part.mentdîpart'mınt isim
departman, bölüm, kısım, şube, daire, kol.
bakanlık, vekâlet

DEPARTMENT STORE : English Turkish Redhouse

üyük mağaza, bonmarşe

DEPARTURE : English Turkish Redhouse

de.par.turedîpar'çır isim
gidiş, ayrılış, terk.
hareket etme, kalkış.
değişiklik, yenilik.
sapma, ayrılma.
vazgeçme

DEPARTURE GATE : English Turkish Redhouse

çıkış kapısı

DEPARTURE LOUNGE : English Turkish Redhouse

çıkış salonu

DEPARTURE TERMINAL : English Turkish Redhouse

çıkış terminali

DEPEND : English Turkish Redhouse

de.penddîpend' fiil
on/upon
e güvenmek.
on/upon
e bağlı olmak: The number of people who will come depends on how many tickets we can sell. Geleceklerin sayısı satabileceğimiz biletlerin sayısına bağlı.
e bağımlı olmak: That child depends on her mother. O çocuk annesine bağımlı

DEPEND FROM : English Turkish Redhouse

-den sarkmak

DEPEND UPON IT. : English Turkish Redhouse

Emin olunuz

DEPENDABLE : English Turkish Redhouse

de.pend.ablesıfat güvenilir

DEPENDENCE : English Turkish Redhouse

de.pen.denceisim
güven, güvenme.
bağlılık.
bağımlılık

DEPENDENCY : English Turkish Redhouse

de.pen.den.cyisim
bağımlılık.
sömürge.
ek bina

DEPENDENT : English Turkish Redhouse

de.pen.dentsıfat
on
e bağlı.
on
e bağımlı.
from
den sarkan,
e asılı. isim
birine muhtaç olan kimse.
bakmakla yükümlü olunan kimse

DEPICT : English Turkish Redhouse

de.pictdîpîkt' fiil
resmetmek, resmini çizmek.
betimlemek, anlatmak

DEPILATE : English Turkish Redhouse

dep.i.latedep'ıleyt fiil tüyleri gidermek/dökmek

DEPILATION : English Turkish Redhouse

dep.i.la.tiondepıley'şın isim depilasyon, depilaq, tüyleri giderme/dökme; epilasyon

DEPILATORY : English Turkish Redhouse

de.pil.a.to.rydîpîl'ıtori isim depilatuar, depilatif, tüy dökücü krem. sıfat depilatif, tüy giderici/dökücü

DEPLETE : English Turkish Redhouse

de.pletedîplit' fiil tüketmek, bitirmek

DEPLORABLE : English Turkish Redhouse

de.plor.ablesıfat acınacak durumda, içler acısı

DEPLORABLY : English Turkish Redhouse

de.plor.ab.lyzarf acınacak biçimde

DEPLORE : English Turkish Redhouse

de.ploredîplôr' fiil
e çok üzülmek,
den acı duymak.
e yerinmek,
e yazıklanmak

DEPLOY : English Turkish Redhouse

de.ploydîploy' fiil
plana göre yerleştirmek.
askeri yayılmak