English Turkish Redhouse
DISPARAGEMENT : English Turkish Redhouse
dis.par.age.mentisim kötüleme, küçük düşürme
DISPARATE : English Turkish Redhouse
dis.pa.ratedîsper'ıt sıfat farklı, apayrı
DISPARITY : English Turkish Redhouse
dis.par.i.tydîsper'ıti isim eşitsizlik, fark
DISPASSIONATE : English Turkish Redhouse
dis.pas.sion.atedîspäş'ınıt sıfat
tarafsız, yansız.
soğukkanlı, serinkanlı, sakin
DISPASSIONATELY : English Turkish Redhouse
dis.pas.sion.ate.lyzarf tarafsızlıkla
DISPATCH : English Turkish Redhouse
dis.patchdîspäç' isim
gönderme, sevketme.
(telgraf, faks) çekme.
mesaq; rapor: We have received a dispatch from headquarters. Karargâhtan bir mesaj aldık.
öldürme; idam etme.
acele, hız: He always acts with dispatch. Daima hızlı hareket eder. fiil
(kurye, mektup) göndermek.
(telgraf, faks) çekmek.
sevketmek, göndermek: The government has dispatched new troops to the front. Hükümet cepheye yeni askerler gönderdi.
öldürmek, idam etmek.
hızla bitirmek
DISPEL : English Turkish Redhouse
dis.peldîspel' fiil (dispelled, dispelling) dağıtmak, defetmek, gidermek
DISPENSABLE : English Turkish Redhouse
dis.pen.sa.bledîspen'sıbıl sıfat zorunlu olmayan, vazgeçilebilir
DISPENSARY : English Turkish Redhouse
dis.pen.sa.rydîspen'sıri isim dispanser
DISPENSATION : English Turkish Redhouse
dis.pen.sa.tiondîspınsey'şın isim
dağıtma, verme.
(kuraldışı bir şeyin yapılması için verilen) özel izin.
(bir dinin etkili olduğu) dönem
DISPENSE : English Turkish Redhouse
dis.pensedîspens' fiil
dağıtmak, vermek.
(ilaç) hazırlamak
DISPENSE WITH : English Turkish Redhouse
-den vazgeçmek;
i ekarte etmek
DISPENSE WITH THE NEED FOR : English Turkish Redhouse
-i gereksiz kılmak
DISPENSER : English Turkish Redhouse
dis.pens.erisim
dağıtan kimse, dağıtıcı.
dağıtma aracı/makinesi
DISPERSAL : English Turkish Redhouse
dis.pers.alisim dağıtma; dağılma
DISPERSE : English Turkish Redhouse
dis.persedîspırs' fiil
dağıtmak, yaymak; dağılmak.
fizik (ışınları) ayırmak
DISPIRITED : English Turkish Redhouse
dis.pir.it.eddîspîr'îtîd sıfat
morali bozuk.
cesareti kırık
DISPLACE : English Turkish Redhouse
dis.placedîspleys' fiil
yerinden çıkarmak, yerini değiştirmek.
yerini almak
DISPLAY : English Turkish Redhouse
dis.playdîspley' isim
gösterme, sergileme.
gösteriş.
bilgisayar görüntüleme. fiil
göstermek, sergilemek.
bilgisayar görüntülemek
DISPLEASE : English Turkish Redhouse
dis.pleasedîspliz' fiil canını sıkmak, sinirlendirmek
DISPLEASED : English Turkish Redhouse
dis.pleasedsıfat hoşnutsuz
DISPLEASURE : English Turkish Redhouse
dis.pleas.uredîspleq'ır isim hoşnutsuzluk, öfke
DISPOSABLE : English Turkish Redhouse
dis.pos.a.bledîspo'zıbıl sıfat kullanıldıktan sonra atılabilen
DISPOSAL : English Turkish Redhouse
dis.pos.aldîspo'zıl isim
yok etme, imha etme.
yerleştirme, yerleştirme düzeni.
satma; elden çıkarma.
hukuk tasarruf, kullanım
DISPOSAL UNIT : English Turkish Redhouse
çöp öğütücü
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani