Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish Redhouse

English Turkish Redhouse
DO A THING BY HALVES : English Turkish Redhouse

ir işi yarımyamalak yapmak

DO AN IMPLANT : English Turkish Redhouse

tıbbiimplantasyon yapmak

DO AWAY WITH : English Turkish Redhouse

i ortadan kaldırmak,
i yok etmek.
i öldürmek,
i ortadan kaldırmak

DO BADLY : English Turkish Redhouse

durumu kötü olmak

DO DISSERVICE TO : English Turkish Redhouse

(bir kimseye, ülkeye v.b.'ne) zarar vermek

DO HONOR TO : English Turkish Redhouse

şereflendirmek, şeref kazandırmak

DO IN : English Turkish Redhouse

argoöldürmek

DO JUSTICE : English Turkish Redhouse

adil bir şekilde davranmak; adalet dağıtmak.
to (bir şeyi) gerektiği gibi yapmak: That painting doesn't do qustice to the valley's beauty. O tablo vadinin güzelliğini yeterince aksettirmiyor

DO OBEISANCE TO : English Turkish Redhouse

-e saygı göstermek

DO ONE'S BEST : English Turkish Redhouse

elinden geleni yapmak

DO ONE'S DAMNEDEST : English Turkish Redhouse

elinden geleni yapmak

DO ONE'S DUTY : English Turkish Redhouse

görevini yerine getirmek

DO ONE'S HAIR : English Turkish Redhouse

saçlarını düzeltmek, saçını yapmak

DO ONE'S OWN THING : English Turkish Redhouse

konuşma dilibaşkalarına pek aldırış etmeden kendi seçtiği bir yolda gitmek

DO ONE'S SHOPPING : English Turkish Redhouse

alışverişini yapmak

DO ONE'S STUFF : English Turkish Redhouse

konuşma dilimarifetini göstermek

DO ONE'S UTMOST : English Turkish Redhouse

elinden geleni yapmak

DO ONESELF JUSTICE : English Turkish Redhouse

her zamanki performansı göstermek: He didn't do himself justice in the concert last night. Dün geceki konserde her zamanki performansını gösteremedi

DO ONESELF UP : English Turkish Redhouse

konuşma dilisüslenmek, süslenip püslenmek

DO OVER AGAIN : English Turkish Redhouse

yeni baştan yapmak

DO OVERTIME : English Turkish Redhouse

fazla mesai yapmak

DO PENANCE : English Turkish Redhouse

ir günahı bağışlatmak için papazın önerdiği kefareti yerine getirmek

DO SOMEONE A DIRT : English Turkish Redhouse

irine kahpelik etmek; birine kalleşlik etmek

DO SOMEONE A FAVOR : English Turkish Redhouse

irine bir iyilik etmek/yapmak

DO SOMEONE AN INJUSTICE : English Turkish Redhouse

irisine haksızlık etmek