Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish Redhouse

English Turkish Redhouse
DRIP : English Turkish Redhouse

dripdrîp fiil (dripped/dript, dripping) damlatmak; damlamak. isim
damla.
damlama.
damlalık, yağmur suyunu akıtan çıkıntı veya yiv

DRIP-DRY : English Turkish Redhouse

drip.drydrîp'dray fiil suyu sıkılmadan kurumak. sıfat ütü istemeyen (kumaş); ütü istemeyen kumaştan yapılmış (giysi)

DRIPPING : English Turkish Redhouse

drip.pingdrîp'îng isim eriyerek akıp donmuş yağ damlası

DRIPPING WET : English Turkish Redhouse

sırsıklam, sırılsıklam

DRIVE : English Turkish Redhouse

drivedrayv fiil (drove, driven)
(araba) sürmek, kullanmak: He doesn't know how to drive a car. Araba kullanmasını bilmiyor.
araba ile gitmek: I drive to and from work every day. İşe her gün arabayla gidip geliyorum.
araba ile götürmek: I'll drive you home after the party. Partiden sonra seni arabayla evine götüreceğim.
(hayvanları) sürmek.
çalıştırmak: He drives his employees much too hard. Personelini çok çalıştırıyor. isim
araba gezintisi.
cadde.
askeri büyük taarruz.
ruhbilim dürtü.
beceri, inisiyatif.
makine işletme mekanizması.
bilgisayar sürücü.
bakınız driveway

DRIVE A HARD BARGAIN : English Turkish Redhouse

sıkı bir pazarlık yapmak; sıkı bir pazarlık yaparak ayrlı bir sonuç elde etmek

DRIVE AT : English Turkish Redhouse

demek istemek, kastetmek

DRIVE AWAY : English Turkish Redhouse

kovmak, defetmek.
arabayla uzaklaşmak/ayrılmak

DRIVE BACK : English Turkish Redhouse

arabayla geri dönmek.
püskürtmek, geri dönmek zorunda bırakmak

DRIVE BY : English Turkish Redhouse

arabayla geçmek; arabayla önünden geçmek

DRIVE INTO A CORNER : English Turkish Redhouse

köşeye sıkıştırmak, kıstırmak

DRIVE MAD : English Turkish Redhouse

çıldırtmak

DRIVE OFF : English Turkish Redhouse

kovmak, defetmek.
arabayla uzaklaşmak/ayrılmak

DRIVE OUT : English Turkish Redhouse

kovmak, defetmek

DRIVE SOMEONE APE : English Turkish Redhouse

konuşma dilibirini delirtmek

DRIVE SOMEONE BANANAS : English Turkish Redhouse

konuşma dilibirini çıldırtmak

DRIVE SOMEONE TO DISTRACTION : English Turkish Redhouse

irini deli etmek, birini deliye çevirmek

DRIVE SOMEONE TO THE WALL : English Turkish Redhouse

birini iflas ettirmek; birini iflasa sürüklemek; birini iflasın eşiğine getirmek.
birini çok zor bir duruma sokmak, birini köşeye sıkıştırmak

DRIVE SOMEONE UP AGAINST THE WALL : English Turkish Redhouse

birini iflas ettirmek; birini iflasa sürüklemek; birini iflasın eşiğine getirmek.
birini çok zor bir duruma sokmak, birini köşeye sıkıştırmak

DRIVE SOMEONE UP THE WALL : English Turkish Redhouse

irini deliye döndürmek, birini zıvanadan çıkarmak

DRIVE SOMEONE WILD : English Turkish Redhouse

birini çıldırtmak.
birini çılgına çevirmek, birini çok kızdırmak

DRIVE-IN : English Turkish Redhouse

drive-inisim
müşterilerine arabalarında servis yapan lokanta.
seyircilerin arabaları içinde oturarak seyrettikleri açık hava sineması. sıfat
müşterilerine arabalarında servis yapan (lokanta).
seyircilerin arabaları içinde oturarak seyrettikleri (açık hava sineması)

DRIVE-IN WINDOW : English Turkish Redhouse

müşterilerine arabalarında hizmet veren banka gişesi

DRIVEL : English Turkish Redhouse

driv.eldrîv'ıl fiil (driveled/drivelled, driveling/drivelling)
salyası akmak.
saçmalamak. isim saçma sapan söz

DRIVEN : English Turkish Redhouse

driv.endrîv'ın fiil bakınız drive