Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish Redhouse

English Turkish Redhouse
DURATION : English Turkish Redhouse

du.ra.tiondûrey'şın isim
süreklilik, devam.
süre

DURESS : English Turkish Redhouse

du.ressdûres' isim zorlama, baskı

DURING : English Turkish Redhouse

dur.ingdûr'îng edat boyunca, süresince, esnasında, zarfında,
de

DUSK : English Turkish Redhouse

duskd^sk isim alacakaranlık, akşam karanlığı

DUSKY : English Turkish Redhouse

duskysıfat
oldukça karanlık.
koyu esmer

DUST : English Turkish Redhouse

dustd^st isim
toz.
toprak. fiil
toz serpmek: dust a cake with sugar keke şeker serpmek.
tozunu almak; fırçalamak: She is dusting the furniture. Mobilyanın tozunu alıyor

DUST COVER : English Turkish Redhouse

şömiz, ceket

DUST HAS SETTLED ON EVERYTHING. : English Turkish Redhouse

Her şey tozlandı

DUST JACKET : English Turkish Redhouse

şömiz, ceket

DUSTCLOTH : English Turkish Redhouse

dust.clothisim toz bezi

DUSTHEAP : English Turkish Redhouse

dust.heap (d^st'hip)isim toz veya süprüntü yığını

DUSTPAN : English Turkish Redhouse

dust.pand^st'pän isim faraş

DUSTY : English Turkish Redhouse

dustysıfat
tozlu.
toz gibi

DUTCH : English Turkish Redhouse

Dutchd^ç sıfat
Hollanda, Hollanda'ya özgü.
Hollandalı.
Hollandaca. isim Hollandaca

DUTCH TREAT : English Turkish Redhouse

konuşma dilimasrafın Alman usulü bölüşüldüğü eğlenti

DUTCHMAN : English Turkish Redhouse

Dutch.mand^ç'mın isim (Dutchmen) Hollandalı erkek, Hollandalı

DUTCHWOMAN : English Turkish Redhouse

Dutch.wom.and^ç'wûmın isim (Dutchwomen) Hollandalı kadın, Hollandalı

DUTIFUL : English Turkish Redhouse

du.ti.fulsıfat
ödevcil.
saygılı

DUTY : English Turkish Redhouse

du.tydu'ti isim
görev, ödev, vazife.
gümrük resmi, gümrük vergisi

DUTY TO : English Turkish Redhouse

-e karşı sorumluluk

DUTY TOWARDS : English Turkish Redhouse

-e karşı sorumluluk

DUTY-FREE : English Turkish Redhouse

du.ty-freedu'tifri sıfat, zarf gümrüksüz

DWARF : English Turkish Redhouse

dwarfdwôrf isim cüce. fiil
cüceleştirmek.
küçük göstermek. sıfat cüce, bodur

DWELL : English Turkish Redhouse

dwelldwel fiil (dwelt/dwelled)
ikamet etmek, oturmak.
on (bir konu) üzerinde durmak

DWELL IN : English Turkish Redhouse

-de ikamet etmek,
de oturmak