English Turkish Redhouse
AND : English Turkish Redhouse
andänd bağlaç ve; ile: mice and men fareler ve insanlar. knife and fork bıçakla çatal. He looked and ran away. Baktı ve kaçtı
AND SO FORTH : English Turkish Redhouse
falan, filan, vesaire, ve benzerleri. First, buy the flour, the milk, the eggs, and so forth. Önce un, süt, yumurta vesaireyi al. She moaned and groaned and so forth for about an hour. Bir saat kadar sızlandı mızlandı
AND SO ON : English Turkish Redhouse
akınız and so forth
AND SUCH : English Turkish Redhouse
ve benzerleri
AND WHAT HAVE YOU : English Turkish Redhouse
konuşma dilivesaire
AND WHAT NOT : English Turkish Redhouse
konuşma dilivesaire
AND WHAT'S MORE : English Turkish Redhouse
ir de, hem de, üstelik, ayrıca: She was wearing a pink cape and, what's more, she was carrying a pink poodle. Pembe bir pelerin giymişti ve kucağında da pembe bir kaniş taşıyordu
ANECDOTAL : English Turkish Redhouse
an.ec.dot.alänîkdo'tıl sıfat fıkra tarzında
ANECDOTE : English Turkish Redhouse
an.ec.doteän'îkdot isim fıkra, hikâye, anekdot
ANEMIA : English Turkish Redhouse
a.ne.mi.aıni'miyı isim, tıbbi kansızlık, anemi
ANESTHESIA : English Turkish Redhouse
an.es.the.siaänîsthi'qı isim duyum yitimi, anestezi
ANESTHESIOLOGIST : English Turkish Redhouse
an.es.the.si.ol.o.gistisim anestezi uzmanı
ANESTHETIC : English Turkish Redhouse
an.es.thet.icisim, sıfat anestezik
ANESTHETIST : English Turkish Redhouse
anes.the.tistisim narkozitör
ANESTHETIZE : English Turkish Redhouse
an.es.the.tizeınes'thıtayz fiil narkoz vermek, uyuşturmak
ANEW : English Turkish Redhouse
a.newınu' zarf
yeniden fakat değişik bir şekilde.
tekrar, bir daha, gene, yine, yeniden
ANGEL : English Turkish Redhouse
an.geleyn'cıl isim melek
ANGELIC : English Turkish Redhouse
an.gel.icäncel'îk sıfat melek gibi
ANGER : English Turkish Redhouse
an.geräng'gır isim öfke, hiddet. fiil kızdırmak, öfkelendirmek
ANGINA : English Turkish Redhouse
an.gi.naäncay'nı isim bir çeşit kalp hastalığı
ANGLE : English Turkish Redhouse
an.gleäng'gıl isim, geometri
açı.
(bir cisme ait) köşe.
konuşma dili bakış açısı, görüş açısı
ANGLE IRON : English Turkish Redhouse
köşebent demiri
ANGLER : English Turkish Redhouse
an.glerisim oltayla balık tutan kimse
ANGLEWORM : English Turkish Redhouse
an.gle.wormäng'gılwırm isim solucan
ANGLICAN : English Turkish Redhouse
An.gli.canäng'glıkın sıfat, isim Anglikan
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani