English Turkish Redhouse
EMPLOYER : English Turkish Redhouse
em.ploy.erisim patron, işveren
EMPLOYMENT : English Turkish Redhouse
em.ploy.mentîmploy'mınt isim iş verme, istihdam
EMPLOYMENT AGENCY : English Turkish Redhouse
iş bulma bürosu, iş ve işçi bulma kurumu
EMPOWER : English Turkish Redhouse
em.pow.erîmpaw'ır fiil yetki vermek
EMPRESS : English Turkish Redhouse
em.pressem'prîs isim imparatoriçe
EMPTINESS : English Turkish Redhouse
emp.ti.nessisim boşluk
EMPTY : English Turkish Redhouse
emp.tyemp'ti sıfat
boş.
of
den yoksun.
konuşma dili aç. isim boş şey, boş. fiil boşaltmak; dökmek; boşalmak; dökülmek
EMPTY WORDS : English Turkish Redhouse
oş laf
EMPTY-HANDED : English Turkish Redhouse
emp.ty-handedsıfat eli boş
EMULATE : English Turkish Redhouse
em.u.lateem'yıleyt fiil benzerini veya daha iyisini yapmaya çalışmak; taklit etmeye çalışmak
EMULSION : English Turkish Redhouse
e.mul.sionîm^l'şın isim emülsiyon
EN ROUTE : English Turkish Redhouse
yoldayken, giderken
ENABLE : English Turkish Redhouse
en.a.bleîney'bıl fiil
imkân vermek, mümkün kılmak, sağlamak.
yetki vermek
ENACT : English Turkish Redhouse
en.actînäkt' fiil yasalaştırmak
ENAMEL : English Turkish Redhouse
e.nam.elînäm'ıl isim
emay.
mine.
(dişlere ait) mine. sıfat emaye. fiil (enameled/enamelled, enameling/enamelling)
emaylamak.
minelemek
ENAMELED : English Turkish Redhouse
enam.eledsıfat emaye
ENAMOR : English Turkish Redhouse
en.am.orînäm'ır fiil bakınız be enamored of
ENAMOUR : English Turkish Redhouse
en.am.ourînäm'ır fiil, İngiliz İngilizcesi bakınız enamor
ENCASE : English Turkish Redhouse
en.caseînkeys' fiil bakınız be encased in
ENCHANT : English Turkish Redhouse
en.chantînçänt' fiil
büyülemek.
konuşma dili (birinin) çok hoşuna gitmek
ENCHANTING : English Turkish Redhouse
en.chant.ingsıfat
büyüleyici.
konuşma dili harika, fevkalade, çok güzel
ENCHILADA : English Turkish Redhouse
en.chi.la.daençîla'dı isim Meksika mutfağına özgü böreğe benzeyen acılı bir yemek
ENCIRCLE : English Turkish Redhouse
en.cir.cleensır'kıl fiil etrafını çevirmek, kuşatmak
ENCL. : English Turkish Redhouse
encl.kısaltma enclosed enclosure
ENCLOSE : English Turkish Redhouse
en.closeînkloz' fiil
(bir şeyi) (bir mektupla aynı zarf içine) koymak: I've enclosed a photograph with this letter. Bu mektupla birlikte bir fotoğraf gönderiyorum.
(bir yeri) (duvar, çit v.b. ile) çevirmek: She enclosed her garden with a hedge. Bahçesini çitle çevirdi
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani