Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish Redhouse

English Turkish Redhouse
ENFORCEMENT : English Turkish Redhouse

en.force.mentisim uygulama

ENFRANCHISE : English Turkish Redhouse

en.fran.chiseînfrän'çayz fiil oy hakkı vermek

ENG. : English Turkish Redhouse

Eng.kısaltma «England» English

ENGAGE : English Turkish Redhouse

en.gageîngeyc' fiil
işe almak, tutmak, angaqe etmek.
birbirine girmek, çarpışmak.
söz vermek, taahhüt etmek.
makine birbirine geçmek; birbirine geçirmek, birbirine tutturmak

ENGAGE IN : English Turkish Redhouse

ile meşgul olmak

ENGAGE SOMEONE'S ATTENTION : English Turkish Redhouse

irinin kafasını meşgul etmek

ENGAGED : English Turkish Redhouse

en.gagedîngeycd' sıfat
nişanlı.
meşgul (telefon)

ENGAGEMENT : English Turkish Redhouse

en.gage.mentîngeyc'mınt isim
nişanlanma.
randevu.
söz; vaat, taahhüt.
çarpışma, dövüşme.
belirli bir süre için ücretli iş

ENGAGING : English Turkish Redhouse

en.gag.ingîngey'cîng sıfat hoş, sevimli, çekici

ENGENDER : English Turkish Redhouse

en.gen.derîncen'dır fiil
meydana getirmek, oluşturmak.
doğurmak

ENGINE : English Turkish Redhouse

en.gineen'cın isim
motor.
lokomotif

ENGINE DRIVER : English Turkish Redhouse

İngiliz İngilizcesi, demiryolumakinist

ENGINEER : English Turkish Redhouse

en.gi.neerencınîr' isim
mühendis.
demiryolu makinist.
denizcilikle ilgili çarkçı. fiil planlayıp düzenlemek

ENGINEERING : English Turkish Redhouse

en.gi.neer.ingisim mühendislik

ENGLAND : English Turkish Redhouse

Eng.landîng'glınd isim İngiltere

ENGLISH : English Turkish Redhouse

Eng.lishîng'glîş sıfat
İngiliz.
İngilizce. isim İngilizce

ENGLISHMAN : English Turkish Redhouse

Eng.lish.manîng'glîşmın isim (Englishmen) İngiliz erkek, İngiliz

ENGLISHWOMAN : English Turkish Redhouse

Eng.lish.wom.anîng'glîşwûmın isim (Englishwomen) İngiliz kadın, İngiliz

ENGRAIN : English Turkish Redhouse

en.grainîngreyn' fiil
in (düşünce, alışkanlık v.b.'ni)
e aşılamak.
in
in içine iyice çektirmek/geçirtmek

ENGRAVE : English Turkish Redhouse

en.graveîngreyv' fiil hakketmek, kazımak

ENGRAVER : English Turkish Redhouse

en.grav.erisim
hakkâk, oymacı.
gravürcü

ENGRAVING : English Turkish Redhouse

en.grav.ingîngrey'vîng isim
gravür.
hakkâklık, oymacılık.
hakkâk işi

ENGROSS : English Turkish Redhouse

en.grossîngros' fiil bakınız engross one's thoughts be engrossed in

ENGROSS ONE'S THOUGHTS : English Turkish Redhouse

kafasını bütünüyle işgal etmek

ENGROSSING : English Turkish Redhouse

en.gross.ingsıfat çok sürükleyici (roman, film v.b.)