English Turkish Redhouse
ENGULF : English Turkish Redhouse
en.gulfîng^lf' fiil içine çekmek, yutmak
ENHANCE : English Turkish Redhouse
en.hanceînhäns' fiil (değer, fiyat v.b.'ni) artırmak, yükseltmek
ENIGMA : English Turkish Redhouse
e.nig.maînîg'mı isim bilmece, muamma
ENJOIN : English Turkish Redhouse
en.joinîncoyn' fiil
tembih etmek; emretmek: I enqoined him to leave. Gitmesini tembih ettim.
yasaklamak
ENJOY : English Turkish Redhouse
en.joyîncoy' fiil zevk almak, hoşlanmak
ENJOY GOOD HEALTH : English Turkish Redhouse
sağlığı yerinde olmak
ENJOY ONESELF : English Turkish Redhouse
eğlenmek, hoşça vakit geçirmek
ENJOYABLE : English Turkish Redhouse
en.joy.ablesıfat hoş, tatlı, zevkli, eğlenceli
ENJOYMENT : English Turkish Redhouse
en.joy.mentisim zevk
ENLARGE : English Turkish Redhouse
en.largeînlarc' fiil büyütmek; genişletmek; büyümek; genişlemek
ENLARGE UPON : English Turkish Redhouse
daha ayrıntılı bir şekilde anlatmak
ENLARGEMENT : English Turkish Redhouse
en.large.mentisim
büyütme; büyüme.
fotoğrafçılık agrandisman
ENLARGER : English Turkish Redhouse
en.larg.erisim, fotoğrafçılık agrandisör, büyülteç
ENLIGHTEN : English Turkish Redhouse
en.light.enînlayt'ın fiil aydınlatmak, bilgilendirmek
ENLIGHTENED : English Turkish Redhouse
en.light.en.edsıfat aydın (kimse)
ENLIGHTENMENT : English Turkish Redhouse
en.light.en.mentisim aydınlatma, bilgilendirme; aydınlanma, bilgilenme
ENLIST : English Turkish Redhouse
en.listînlîst' fiil
askere kaydolmak/yazılmak; askere kaydetmek/yazmak.
yardımını sağlamak
ENLIVEN : English Turkish Redhouse
en.liv.enînlay'vın fiil canlandırmak
ENMESH : English Turkish Redhouse
en.meshenmeş' fiil in (birini) (olumsuz bir duruma) düşürmek
ENMITY : English Turkish Redhouse
en.mi.tyen'mıti isim düşmanlık, husumet
ENNOBLE : English Turkish Redhouse
en.no.bleîno'bıl fiil
soylular sınıfına almak, asalet unvanı vermek.
yüceltmek
ENORMITY : English Turkish Redhouse
e.nor.mi.tyînôr'mıti isim
şer, büyük kötülük.
muazzamlık, büyüklük
ENORMOUS : English Turkish Redhouse
e.nor.mousînôr'mıs sıfat kocaman, muazzam
ENOUGH : English Turkish Redhouse
e.noughîn^f' isim yeterli miktar. sıfat yeterli, kâfi. zarf kâfi derecede. ünlem Yeter!
ENOUGH AND TO SPARE : English Turkish Redhouse
yeter de artar bile
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani