Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish Redhouse

English Turkish Redhouse
EXISTENCE : English Turkish Redhouse

ex.is.tenceîgzîs'tıns isim
varlık, varoluş.
hayat, yaşam

EXISTENTIAL : English Turkish Redhouse

ex.is.ten.tialsıfat, felsefe varoluşsal

EXISTENTIALISM : English Turkish Redhouse

ex.is.ten.tial.ismisim, felsefe varoluşçuluk, egzistansiyalizm

EXISTENTIALIST : English Turkish Redhouse

ex.is.ten.tial.istisim, sıfat, felsefe varoluşçu, egzistansiyalist

EXIT : English Turkish Redhouse

ex.iteg'zît, ek'sît isim
çıkış.
çıkış kapısı, çıkış. fiil çıkmak, gitmek

EXODUS : English Turkish Redhouse

ex.o.dusek'sıdıs isim çıkış

EXONERATE : English Turkish Redhouse

ex.on.er.ateîgzan'ıreyt fiil beraat ettirmek, aklamak, temize çıkarmak

EXORBITANT : English Turkish Redhouse

ex.or.bi.tantîgzor'bıtınt sıfat aşırı yüksek, fahiş (fiyat)

EXORCISE : English Turkish Redhouse

ex.or.ciseek'sırsayz, eg'zırsayz fiil (cin, kötü ruh v.b.'ni) dualarla defetmek

EXOTIC : English Turkish Redhouse

ex.ot.icîgzat'îk sıfat egzotik, yabancıl

EXP. : English Turkish Redhouse

exp.kısaltma «export» express

EXPAND : English Turkish Redhouse

ex.pandîkspänd' fiil
genişletmek; genişlemek; büyütmek; büyümek.
fizik genleşmek; genleştirmek

EXPANSE : English Turkish Redhouse

ex.panseîkspäns' isim
geniş alan.
enginlik

EXPANSION : English Turkish Redhouse

ex.pan.sionîkspän'şın isim
genişletme; genişleme; büyütme; büyüme.
fizik genleşme; genleştirme

EXPANSIVE : English Turkish Redhouse

ex.pan.siveîkspän'sîv sıfat
engin, geniş.
genişleyen, açılan.
samimi, içten

EXPAT : English Turkish Redhouse

ex.pateks'pät isim, İngiliz İngilizcesi, konuşma dili bakınız expatriate

EXPATRIATE : English Turkish Redhouse

ex.pa.tri.ateekspey'triyît isim kendi vatanından başka bir ülkede yaşayan kimse

EXPECT : English Turkish Redhouse

ex.pectîkspekt' fiil
beklemek.
düşünmek; zannetmek, sanmak.
(birinden) (bir şeyin yapılmasını) beklemek: He expects me to carry out the garbage. Benden çöpleri dışarı çıkarmamı bekliyor

EXPECT THE WORST : English Turkish Redhouse

en kötü ihtimalin gerçekleşeceğini ummak

EXPECTANCY : English Turkish Redhouse

ex.pect.an.cyîkspek'tınsi isim
ümit, umut.
beklenti, beklenen şey

EXPECTANT : English Turkish Redhouse

ex.pect.antîkspek'tınt sıfat ümitle bekleyen

EXPECTANT MOTHER : English Turkish Redhouse

hamile kadın

EXPECTATION : English Turkish Redhouse

ex.pec.ta.tionekspektey'şın isim beklenti

EXPEDIENCE : English Turkish Redhouse

ex.pe.di.enceisim (belki doğru olmayan fakat) elverişli bir çareye başvurma

EXPEDIENT : English Turkish Redhouse

ex.pe.di.entîkspi'diyınt sıfat (belki doğru olmayan fakat) elverişli (bir çare). isim (belki doğru olmayan fakat) elverişli bir çare