English Turkish Redhouse
EXPRESS : English Turkish Redhouse
ex.pressîkspres' sıfat
açık, belli.
özel.
tam, tıpkı.
ekspres (taşıt).
İngiliz İngilizcesi ekspres, özel ulak, acele. zarf ekspresle. isim
ekspres tren.
İngiliz İngilizcesi acele posta. fiil (mektubu) ekspresle göndermek
EXPRESS DELIVERY : English Turkish Redhouse
İngiliz İngilizcesiacele posta
EXPRESS IN OTHER TERMS : English Turkish Redhouse
aşka sözlerle anlatmak
EXPRESS ONE'S SYMPATHY : English Turkish Redhouse
for (görüşü, fikri) anlayıp paylaşmak.
to (birine) taziyede bulunmak; (birinin) acısını paylaştığını belirtmek
EXPRESS ONE'S THANKS : English Turkish Redhouse
(birine) minnettar/müteşekkir olduğunu belirtmek, şükranlarını ifade etmek
EXPRESS ONE'S THANKS TO : English Turkish Redhouse
(birine) minnettar/müteşekkir olduğunu belirtmek, şükranlarını ifade etmek
EXPRESS ONESELF : English Turkish Redhouse
maksadını anlatmak, meramını ifade etmek
EXPRESSION : English Turkish Redhouse
ex.pres.sionîkspreş'ın isim
deyim, tabir.
(yüzdeki) ifade.
ifade, anlatım, dışavurum.
mantık deyim, ifade
EXPRESSIONLESS : English Turkish Redhouse
ex.pres.sion.lesssıfat ifadesiz, anlamsız, manasız
EXPRESSIVE : English Turkish Redhouse
ex.pres.siveîkspres'îv sıfat anlamlı, manalı
EXPRESSLY : English Turkish Redhouse
ex.press.lyîkspres'li zarf
açıkça.
özellikle, bilhassa
EXPRESSWAY : English Turkish Redhouse
ex.press.wayîkspres'wey isim otoyol, ekspres yol
EXPROPRIATE : English Turkish Redhouse
ex.pro.pri.ateekspro'priyeyt fiil istimlak etmek, kamulaştırmak
EXPROPRIATION : English Turkish Redhouse
ex.pro.pri.a.tionisim istimlak, kamulaştırma
EXPULSION : English Turkish Redhouse
ex.pul.sionîksp^l'şın isim kovma, ihraç etme; kovulma, ihraç edilme
EXPUNGE : English Turkish Redhouse
ex.pungeîksp^nc' fiil çıkarmak, silmek
EXPURGATE : English Turkish Redhouse
ex.pur.gateeks'pırgeyt fiil (bir kitap, oyun v.b.'nin) müstehcen veya sakıncalı bölümlerini çıkarmak
EXQUISITE : English Turkish Redhouse
ex.jui.siteeks'kwîzît, îkskwîz'ît sıfat
üstün, mükemmel, süper.
çok büyük (acı veya mutluluk).
ince bir güzelliğe sahip
EXTANT : English Turkish Redhouse
ex.tantek'stınt, îkstänt' sıfat mevcut
EXTEMPORANEOUS : English Turkish Redhouse
ex.tem.po.ra.ne.ousîkstempırey'niyıs sıfat doğaçlamayla söylenen veya yapılan
EXTEMPORANEOUSLY : English Turkish Redhouse
ex.tem.po.ra.ne.ous.lyzarf doğaçlamayla, doğaçtan, irticalen
EXTEMPORE : English Turkish Redhouse
ex.tem.po.reîkstem'pıri zarf doğaçlamayla, doğaçtan, irticalen. sıfat doğaçlamayla söylenen veya yapılan
EXTEND : English Turkish Redhouse
ex.tendîkstend' fiil
uzatmak.
uzamak, sürmek.
(yardım, kredi v.b.) vermek
EXTENDED ORDER : English Turkish Redhouse
askeridağınık düzen
EXTENSION : English Turkish Redhouse
ex.ten.sionîksten'şın isim
uzatma.
uzama.
(yardım, kredi v.b.) verme.
paralel telefon, paralel
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani