Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish Redhouse

English Turkish Redhouse
EXTENSION CORD : English Turkish Redhouse

uzatma kablosu, uzatma kordonu

EXTENSIVE : English Turkish Redhouse

ex.ten.siveîksten'sîv sıfat geniş, büyük, kapsamlı

EXTENT : English Turkish Redhouse

ex.tentîkstent' isim boyut

EXTENUATE : English Turkish Redhouse

ex.ten.u.ateîksten'yuweyt fiil bakınız extenuating circumstances

EXTENUATING CIRCUMSTANCES : English Turkish Redhouse

hukukhafifletici sebepler

EXTERIOR : English Turkish Redhouse

ex.te.ri.orîkstir'iyır sıfat dış, harici, zahiri. isim dış taraf, dış, hariç

EXTERIOR ANGLE : English Turkish Redhouse

dış açı

EXTERMINATE : English Turkish Redhouse

ex.ter.mi.nateîkstır'mıneyt fiil yok etmek, imha etmek

EXTERNAL : English Turkish Redhouse

ex.ter.nalîkstır'nıl sıfat
dış, harici.
yüzeysel

EXTERNAL AFFAIRS : English Turkish Redhouse

dışişleri

EXTERNALS : English Turkish Redhouse

ex.ter.nalsîkstır'nılz isim, çoğul bakınız qudge by externals

EXTINCT : English Turkish Redhouse

ex.tinctîkstîngkt' sıfat nesli tükenmiş

EXTINCT VOLCANO : English Turkish Redhouse

sönmüş yanardağ

EXTINGUISH : English Turkish Redhouse

ex.tin.guishîkstîng'gwîş fiil söndürmek

EXTINGUISHER : English Turkish Redhouse

ex.tin.guish.erisim yangın söndürme aleti

EXTIRPATE : English Turkish Redhouse

ex.tir.pateek'stırpeyt fiil
söküp atmak, kökünü kazımak.
kökünden sökmek

EXTOL : English Turkish Redhouse

ex.tolîkstol' fiil (extolled, extolling) övmek

EXTOLL : English Turkish Redhouse

ex.tollîkstol' fiil bakınız extol

EXTORT : English Turkish Redhouse

ex.tortîkstôrt' fiil (para) sızdırmak, (haraç) almak; zorla almak

EXTORTION : English Turkish Redhouse

ex.tor.tionîkstôr'şın isim para sızdırma, haraca kesme; zorla alma

EXTORTIONATE : English Turkish Redhouse

ex.tor.tion.ateîkstôr'şınît sıfat
çok fazla, fahiş (fiyat).
para sızdıran, insanı haraca kesen

EXTORTIONER : English Turkish Redhouse

ex.tor.tion.erisim haraççı; zorla alan kimse

EXTORTIONIST : English Turkish Redhouse

ex.tor.tion.istisim haraççı; zorla alan kimse

EXTRA : English Turkish Redhouse

ex.traeks'trı sıfat
fazla: Do you have an extra pencil? Fazla kalemin var mı?
çok çok, fevkalade: Work extra hard! Çok çok çalış! isim
ek ücrete tabi şey.
figüran.
gazetecilik özel baskı

EXTRACT : English Turkish Redhouse

ex.tractîksträkt' fiil
çıkarmak.
söyletmek, itiraf ettirmek.
(bilgi) almak; (para) koparmak.
(özünü/suyunu) çıkarmak.
seçmek; (bir kitap v.b.'nden bir parça) almak