Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish Redhouse

English Turkish Redhouse
FANCY DRESS BALL : English Turkish Redhouse

kıyafet balosu

FANCY ONESELF : English Turkish Redhouse

hayallerinde kendini (şöyle veya böyle) görmek

FANG : English Turkish Redhouse

fangfäng isim
(yırtıcı hayvanlarda) köpekdişi.
yılanın zehirli dişi

FANNY : English Turkish Redhouse

fan.nyfän'i isim, konuşma dili kıç, popo

FANTASTIC : English Turkish Redhouse

fan.tas.ticfäntäs'tîk sıfat
harika, süper, enfes.
inanılmayacak kadar büyük (miktar).
akıl almaz, akıldışı, gerçekdışı.
fantastik, hayali, düşlemsel

FANTASY : English Turkish Redhouse

fan.ta.syfän'tızi isim
fantezi, düşlem, sınırsız hayal veya hayal gücü.
müzik fantezi

FAR : English Turkish Redhouse

farfar zarf
den uzak; uzağa; uzakta: He's never qourneyed far from Istanbul. İstanbul'dan uzağa hiç seyahat etmedi. They didn't go far. Uzağa gitmediler. I saw her far in the distance. Ta uzakta onu gördüm. How far is it to Bursa from here? Bursa buradan ne kadar uzak?
çok; fazla; çok fazla: The light's far too dim. Işık çok fazla loş. sıfat
uzak: a far country uzak bir ülke.
öte, öbür: at the far end of the garden bahçenin öte ucunda.
politika (bir kanadın) ucundaki, aşırı: He supports the far right. Aşırı sağı destekliyor

FAR AFIELD : English Turkish Redhouse

konu dışında

FAR AND AWAY : English Turkish Redhouse

(öbürlerinden) kat kat daha
..: He's far and away the best. Öbürlerinden kat kat daha iyi

FAR FROM IT. : English Turkish Redhouse

konuşma diliNe münasebet./Bilakis./Tersine

FAR OFF : English Turkish Redhouse

çok uzak

FAR-FAMED : English Turkish Redhouse

far-famedfarfeymd' sıfat çok meşhur

FAR-FLUNG : English Turkish Redhouse

far-flungfarfl^ng' sıfat uzaklara yayılmış

FAR-REACHING : English Turkish Redhouse

far-reach.ingfar'ri'çîng sıfat çok kişi veya şeyi etkileyen

FARAWAY : English Turkish Redhouse

far.a.wayfar'ıwey sıfat
uzak.
dalgın (bakış)

FARCE : English Turkish Redhouse

farcefars isim
tiyatro fars.
saçmalık, maskaralık

FARCICAL : English Turkish Redhouse

far.ci.calfar'sîkıl sıfat gülünç

FARE : English Turkish Redhouse

farefer isim
yol parası, bilet ücreti.
taksi müşterisi.
yiyecekler, yemekler

FARE BADLY : English Turkish Redhouse

(birisi) için kötü olmak: He fared badly. Onun için kötüydü

FARE WELL : English Turkish Redhouse

(birisi) için iyi gitmek

FAREWELL : English Turkish Redhouse

fare.wellferwel' ünlem Elveda! isim veda

FAREWELL DINNER : English Turkish Redhouse

veda yemeği

FARFETCHED : English Turkish Redhouse

far.fetchedfarfeçt' sıfat gerçek payı çok az olan

FARINA : English Turkish Redhouse

fa.ri.nafıri'nı isim irmik

FARM : English Turkish Redhouse

farmfarm fiil çiftçilik yapmak