English Turkish Redhouse
AS ONE MAN : English Turkish Redhouse
hep birlikte
AS PLAIN AS THE NOSE ON YOUR FACE : English Turkish Redhouse
esbelli, apaçık
AS PLATO HAS IT : English Turkish Redhouse
Eflatun'un deyişiyle
AS QUICK AS A WINK : English Turkish Redhouse
ir lahzada, göz açıp kapayıncaya kadar; bir çırpıda
AS REGARDS : English Turkish Redhouse
-e gelince,
.. konusunda
AS SAFE AS HOUSES : English Turkish Redhouse
İngiliz İngilizcesi, konuşma diliçok emniyetli
AS SOON AS : English Turkish Redhouse
-er
mez: I'll call you as soon as I reach Istanbul. İstanbul'a varır varmaz sana telefon edeceğim
AS SOON AS POSSIBLE : English Turkish Redhouse
en kısa zamanda; bir an önce
AS SUCH : English Turkish Redhouse
öyle/şöyle/böyle: He's a teacher and is known as such. O öğretmendir ve herkes onu öyle tanıyor.
aslında: It's not a medicine as such. Aslında ilaç değil
AS THE CROW FLIES : English Turkish Redhouse
dosdoğru gidecek olursak
AS THOUGH : English Turkish Redhouse
sanki,
.. gibi,
cesine: It was as though he'd never seen me before. Sanki daha önce beni hiç görmemişti
AS TO : English Turkish Redhouse
e gelince,
.. konusunda.
e göre,
e uygun olarak
AS USUAL : English Turkish Redhouse
her zamanki gibi
AS WELL : English Turkish Redhouse
de, da, dahi: I'm going as well. Ben de gidiyorum.
ayrıca
AS WELL AS : English Turkish Redhouse
kadar iyi: He writes well, but not as well as Shakespeare. İyi yazıyor, ama Shakespeare kadar iyi değil.
hem
.. hem de
..: He gave me money as well as advice. Bana hem para verdi, hem de öğüt
AS YET : English Turkish Redhouse
şimdiye kadar, daha, henüz
AS YOU PLEASE : English Turkish Redhouse
nasıl isterseniz
ASBESTOS : English Turkish Redhouse
as.bes.tosäsbes'tıs isim
asbest.
amyant
ASCEND : English Turkish Redhouse
as.cendısend' fiil
çıkmak, yukarı çıkmak.
(hükümdar) (tahta) çıkmak
ASCENDANCY : English Turkish Redhouse
as.cend.an.cyısen'dınsi isim hüküm, nüfuz, itibar, üstünlük
ASCENDANT : English Turkish Redhouse
as.cend.antısen'dınt sıfat
yükselen.
üstün, hâkim.
ufukta görünmeye başlayan. isim bakınız be in the ascendant
ASCENDENT : English Turkish Redhouse
as.cend.entısen'dınt sıfat
yükselen.
üstün, hâkim.
ufukta görünmeye başlayan. isim bakınız be in the ascendent
ASCENSION : English Turkish Redhouse
as.cen.sionısen'şın isim yükselme
ASCENT : English Turkish Redhouse
as.centısent' isim
çıkış; tırmanış.
yükseliş.
yokuş, bayır
ASCERTAIN : English Turkish Redhouse
as.cer.tainäsırteyn' fiil (araştırma yoluyla) tespit etmek, belirlemek, saptamak
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani