Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish Redhouse

English Turkish Redhouse
ASCETIC : English Turkish Redhouse

as.cet.icıset'îk isim nefsinin isteklerini kırarak çok sade bir hayat yaşayan kimse; çileci

ASCETICISM : English Turkish Redhouse

as.cet.i.cismıset'ısîzım isim nefsinin isteklerini kırarak çok sade bir hayat yaşama; riyazet; çilecilik

ASCII : English Turkish Redhouse

ASCIIäs'ki kısaltma, bilgisayar American Standard Code for Information Interchange ASCII (Bilgi Alışverişi için Standart Amerikan Kodu)

ASCORBIC : English Turkish Redhouse

a.scor.bicıskôr'bîk sıfat bakınız ascorbic acid

ASCORBIC ACID : English Turkish Redhouse

askorbik asit

ASCRIBE : English Turkish Redhouse

as.cribeıskrayb' fiil to
e atfetmek

ASEPTIC : English Turkish Redhouse

a.sep.ticeysep'tîk, ısep'tîk sıfat aseptik

ASH : English Turkish Redhouse

ashäş isim kül

ASH WEDNESDAY : English Turkish Redhouse

Paskalya'dan önce gelen büyük perhiz süresinin ilk çarşambası

ASHAMED : English Turkish Redhouse

a.shamedışeymd' sıfat bakınız be ashamed

ASHEN : English Turkish Redhouse

ash.enäş'ın sıfat
külrengi.
çok soluk, çok solgun

ASHORE : English Turkish Redhouse

a.shoreışôr' zarf kıyıya, kıyıda; karaya, karada

ASHTRAY : English Turkish Redhouse

ash.trayäş'trey isim kül tablası, küllük

ASIA : English Turkish Redhouse

A.siaey'qı isim Asya

ASIA MINOR : English Turkish Redhouse

Anadolu

ASIAN : English Turkish Redhouse

isimAsyalı. sıfat
Asyalı.
Asya, Asya'ya özgü

ASIATIC : English Turkish Redhouse

A.si.at.iceyqiyät'îk sıfat, isim bakınız Asian

ASIDE : English Turkish Redhouse

a.sideısayd' zarf
bir yana, bir kenara.
bir yana: Joking aside, just who are you? Şaka bir yana, kimsin sen? isim, tiyatro oyuncunun alçak sesle söylediği söz, apar

ASIDE FROM : English Turkish Redhouse

-den başka, bir yana: No one, aside from Ferhat, can do this. Ferhat bir yana, kimse bunu yapamaz

ASK : English Turkish Redhouse

askäsk fiil
sormak.
istemek: He asked to be excused from the table. Sofradan ayrılmak için izin istedi. She's asking a lot for this poodle. Bu kaniş için çok para istiyor.
davet etmek: I asked her for dinner. Onu akşam yemeğine davet ettim

ASK A FAVOR OF : English Turkish Redhouse

-e ricada bulunmak

ASK FOR IT : English Turkish Redhouse

konuşma dilikaşınmak, kötü bir karşılık gerektiren bir davranışta bulunmak

ASK FOR TROUBLE : English Turkish Redhouse

ela aramak, belayı satın almak

ASK THE BLESSING : English Turkish Redhouse

yemek duası yapmak

ASKANCE : English Turkish Redhouse

a.skanceıskäns' zarf bakınız look at someone askance