English Turkish Redhouse
ASSUAGE : English Turkish Redhouse
as.suageısweyc' fiil azaltmak, hafifletmek, yatıştırmak
ASSUME : English Turkish Redhouse
as.sumeısum' fiil
farzetmek, varsaymak: You're assuming too much where Dinçer's concerned. Dinçer'in öyle yapacağını farzetmekle pekâlâ yanılmış olabilirsin. What do we do, assuming it doesn't burn? Yanmayacağını farzedersek ne yaparız?
sanmak, zannetmek.
(resmi bir görevi) üstlenmek
ASSUME RESPONSIBILITY FOR : English Turkish Redhouse
-in sorumluluğunu üzerine almak
ASSUMED : English Turkish Redhouse
as.sumedsıfat
farzolunan; hayali.
takma (ad)
ASSUMPTION : English Turkish Redhouse
as.sump.tionıs^mp'şın isim
varsayım, faraziye.
sanı, zan
ASSURANCE : English Turkish Redhouse
as.sur.anceisim
rahatlatıcı veya ikna edici söz.
kendine güven(me).
İngiliz İngilizcesi sigorta: life assurance hayat sigortası
ASSURE : English Turkish Redhouse
as.sureışûr' fiil
(rahatlatıcı veya ikna edici sözlerle) temin etmek.
sağlama bağlamak
ASSURED : English Turkish Redhouse
as.suredsıfat
kendine güvenen.
sağlama bağlanmış
ASSUREDLY : English Turkish Redhouse
as.sured.lyışûr'îdli zarf mutlaka
ASSURINGLY : English Turkish Redhouse
as.sur.ing.lyzarf rahatlatıcı bir şekilde
ASTERISK : English Turkish Redhouse
as.ter.iskäs'tırîsk isim, dilbilgisi yıldız işareti
ASTERN : English Turkish Redhouse
a.sternıstırn' zarf, denizcilikle ilgili geriye, gerisinde, arkaya, geminin kıçına
ASTEROID : English Turkish Redhouse
as.ter.oidäs'tıroyd isim asteroit, küçük gezegen
ASTHMA : English Turkish Redhouse
asth.maäz'mı isim astım
ASTHMATIC : English Turkish Redhouse
asth.mat.icäzmät'îk sıfat astımla ilgili; astımlı
ASTIGMATIC : English Turkish Redhouse
as.tig.mat.icästîgmät'îk sıfat astigmatik
ASTIGMATISM : English Turkish Redhouse
a.stig.ma.tismıstîg'mıtîzım isim astigmatizm
ASTIR : English Turkish Redhouse
a.stirıstır' sıfat
hareket halinde.
heyecan içinde, ayakta
ASTONISH : English Turkish Redhouse
a.ston.ishıstan'îş fiil şaşkına çevirmek, hayrette bırakmak
ASTONISHING : English Turkish Redhouse
a.ston.ish.ingsıfat hayrette bırakan
ASTONISHMENT : English Turkish Redhouse
a.ston.ish.mentisim hayret, şaşkınlık
ASTOUND : English Turkish Redhouse
a.stoundıstaund' fiil şoke etmek
ASTOUNDING : English Turkish Redhouse
a.stound.ingsıfat şoke eden
ASTRAY : English Turkish Redhouse
a.strayıstrey' zarf bakınız go astray lead someone astray
ASTRIDE : English Turkish Redhouse
a.strideıstrayd' zarf (ata binmiş gibi) bacakları birbirinden ayrı olarak
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani