Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish Redhouse

English Turkish Redhouse
AT ANCHOR : English Turkish Redhouse

demirli, demir atmış

AT ANY COST : English Turkish Redhouse

ne pahasına olursa olsun

AT ANY PRICE : English Turkish Redhouse

her ne pahasına olursa olsun

AT ANY RATE : English Turkish Redhouse

neyse, her neyse, her ne hal ise; her nasılsa.
en azından: You are smart at any rate. En azından akıllısın

AT ANY TIME : English Turkish Redhouse

her an: He could come at any time. Her an gelebilir

AT BEST : English Turkish Redhouse

Durumlardan en iyisi belirtilirken kullanılır: We won't get there before nine at best. En erken dokuzda orada olabiliriz. What he did was at the best carelessness, at worst theft. Yaptığının en iyi adı dikkatsizlik, en kötü adıysa hırsızlık

AT BOTTOM : English Turkish Redhouse

aslında, esasında

AT CLOSE QUARTERS : English Turkish Redhouse

çok yakından, göğüs göğüse

AT CLOSE RANGE : English Turkish Redhouse

yakından, yakın mesafeden

AT CROSS PURPOSES : English Turkish Redhouse

irbirinin maksadına aykırı

AT DARK : English Turkish Redhouse

akşam olunca, hava kararırken

AT EASE! : English Turkish Redhouse

askeriRahat!

AT EVERY TURN : English Turkish Redhouse

her keresinde, her defasında

AT FIRST : English Turkish Redhouse

önce, evvela

AT FIRST SIGHT : English Turkish Redhouse

ilk bakışta

AT FOUR O'CLOCK SHARP : English Turkish Redhouse

saat tam dörtte

AT FULL BLAST : English Turkish Redhouse

tam gazla; tam kapasiteyle

AT FULL GALLOP : English Turkish Redhouse

dörtnala

AT FULL LENGTH : English Turkish Redhouse

ayrıntılarıyla.
boylu boyunca

AT FULL SPEED : English Turkish Redhouse

son süratle, son sürat

AT FULL TILT : English Turkish Redhouse

son süratle

AT GREAT LENGTH : English Turkish Redhouse

ayrıntılarıyla, detaylarıyla

AT HEART : English Turkish Redhouse

aslında, hakikatte

AT HOME : English Turkish Redhouse

evde, kendi evinde

AT HOME IN : English Turkish Redhouse

(bir konuda) bilgili: He's at home in the business world. İş dünyasını yakından tanır.
(bir yerde) kendini rahat hisseden