Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish Redhouse

English Turkish Redhouse
ATTEMPT : English Turkish Redhouse

at.temptıtempt' fiil denemek, girişimde bulunmak, teşebbüs etmek; çalışmak; kalkışmak: He attempted to climb that mountain. O dağa tırmanmayı denedi. You should attempt to finish that proqect by Friday. O işi Cuma gününe kadar bitirmeye çalışmalısın. You should not attempt to lift things which are too heavy for you. Gücünün yetmediği kadar ağır şeyleri kaldırmaya kalkışmamalısın. isim deneme, girişim, teşebbüs

ATTEND : English Turkish Redhouse

at.tendıtend' fiil
hazır bulunmak.
bakmak; tedavi etmek; hizmet etmek

ATTEND TO : English Turkish Redhouse

dikkat etmek, bakmak

ATTENDANCE : English Turkish Redhouse

at.ten.danceisim
hazır bulunma.
hazır bulunanlar

ATTENDANT : English Turkish Redhouse

at.ten.dantisim (bir hizmette bulunan) görevli: shop attendant tezgâhtar. theater attendant biletleri kontrol eden veya yer gösteren görevli. flight attendant uçuş görevlisi. ground attendant yer görevlisi

ATTENTION : English Turkish Redhouse

at.ten.tionıten'şın isim
dikkat.
ilgi, bakım.
iltifat.
askeri esas duruş/vaziyet

ATTENTION SPAN : English Turkish Redhouse

dikkat genişliği

ATTENTIVE : English Turkish Redhouse

at.ten.tiveıten'tîv sıfat
dikkatle izleyen: an attentive audience dikkatle izleyen seyirciler.
dikkat eden, dikkatli: an attentive worker dikkatli bir işçi

ATTENUATE : English Turkish Redhouse

at.ten.u.ateıten'yuweyt fiil
inceltmek; hafifletmek, azaltmak; zayıflatmak.
değerini düşürmek

ATTEST : English Turkish Redhouse

at.testıtest' fiil
doğrulamak, tasdik etmek.
(bir belgeyi imzalayarak bir şeyin doğruluğuna veya gerçekliğine) şahadet etmek.
to
i göstermek,
e delalet etmek

ATTIC : English Turkish Redhouse

at.ticät'îk isim tavanarası

ATTIRE : English Turkish Redhouse

at.tireıtayr isim elbise, giysi, kılık. fiil giydirmek

ATTITUDE : English Turkish Redhouse

at.ti.tudeät'ıtud isim tutum, davranış, tavır

ATTORNEY : English Turkish Redhouse

at.tor.neyıtır'ni isim avukat

ATTORNEY GENERAL : English Turkish Redhouse

aşsavcı

ATTRACT : English Turkish Redhouse

at.tractıträkt' fiil çekmek; cezbetmek

ATTRACTION : English Turkish Redhouse

at.trac.tionisim cazibe, alımlılık

ATTRACTIVE : English Turkish Redhouse

at.trac.tivesıfat cazibeli, çekici, alımlı

ATTRIBUTE : English Turkish Redhouse

at.trib.uteıtrîb'yut fiil
to (bir nedene) bağlamak;
e yormak.
to
e mal etmek,
e atfetmek. isim sıfat, nitelik, vasıf

ATTRIBUTION : English Turkish Redhouse

at.tri.bu.tionätrıbyu'şın isim
bağlama; yorma.
atıf

ATTRITION : English Turkish Redhouse

at.tri.tionıtrîş'ın isim
yıpranma, aşınma; yıpratma, aşındırma.
zayiat

ATTUNE : English Turkish Redhouse

at.tuneıtun', ıtyun' fiil
akort etmek.
to
e uydurmak,
e alıştırmak

AUBERGINE : English Turkish Redhouse

au.ber.gineo'bırqin isim, İngiliz İngilizcesi patlıcan

AUBURN : English Turkish Redhouse

au.burnô'bırn sıfat kumral

AUCTION : English Turkish Redhouse

auc.tionôk'şın isim açık artırma, mezat, müzayede. fiil açık artırma ile satmak