Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish Redhouse

English Turkish Redhouse
BAMBOO : English Turkish Redhouse

am.boobämbu' isim bambu

BAMBOOZLE : English Turkish Redhouse

am.boo.zlebämbu'zıl fiil, konuşma dili
aldatmak, dolandırmak.
şaşırtmak

BAN : English Turkish Redhouse

anbän fiil (banned, banning) yasaklamak, menetmek. isim yasak

BANAL : English Turkish Redhouse

a.nalbey'nıl sıfat banal, sıradan, bayağı

BANALITY : English Turkish Redhouse

a.nal.i.tybeynäl'ıti isim
banallik, sıradanlık.
banal söz; banal şey

BANANA : English Turkish Redhouse

a.nan.abınän'ı isim muz

BANANA PEPPER : English Turkish Redhouse

çarliston, çarliston biber

BANANA REPUBLIC : English Turkish Redhouse

muz cumhuriyeti

BAND : English Turkish Redhouse

andbänd isim
şerit, bant, kurdele; kolan; sargı.
kemer; kayış.
uzun çizgi. fiil çemberlemek

BAND SAW : English Turkish Redhouse

şerit testere

BAND TOGETHER : English Turkish Redhouse

irleşmek, bir araya toplanmak; birleştirmek, bir araya toplamak

BAND-AID : English Turkish Redhouse

and-aidbänd'eyd isim yara bandı, bant. sıfat, konuşma dili geçici: a band-aid solution geçici bir çözüm

BANDAGE : English Turkish Redhouse

and.agebän'dîc isim sargı. fiil (yarayı) sarmak, bağlamak

BANDIT : English Turkish Redhouse

an.ditbän'dît isim haydut, eşkıya

BANDITRY : English Turkish Redhouse

an.dit.ryisim haydutluk

BANDMASTER : English Turkish Redhouse

and.mas.terbänd'mästır isim, müzik bando şefi

BANDSTAND : English Turkish Redhouse

and.standbänd'ständ isim açık havada çalan müzik topluluklarına özgü ve çoğu zaman üstü kapalı platform

BANDWAGON : English Turkish Redhouse

and.wag.onbänd'wägın isim bakınız qump on the bandwagon get on the bandwagon

BANDY : English Turkish Redhouse

an.dybän'di fiil bakınız bandy words with be bandied about

BANDY WORDS WITH : English Turkish Redhouse

ile atışmak, ile ağız kavgası yapmak

BANDY-LEGGED : English Turkish Redhouse

an.dy-leg.gedbän'dilegîd sıfat çarpık bacaklı

BANE : English Turkish Redhouse

anebeyn isim bakınız the bane of one's existence

BANEFUL : English Turkish Redhouse

ane.fulbeyn'fıl sıfat zararlı, kötü

BANG : English Turkish Redhouse

angbäng isim
Çat!/Bom!
gürültü, patırtı; patlama.
heyecan, sevinç.
sansasyon, olay. fiil
şiddetle çarpmak veya kapanmak.
gürültülü bir şekilde vurmak.
gürültü yapmak. zarf, konuşma dili tam: bang in the middle of the war savaşın tam ortasında. bang on time tam zamanında

BANG ONE'S HEAD AGAINST A STONE WALL : English Turkish Redhouse

oşuna uğraşmak, haybeye kürek çekmek