Multilingual Turkish Dictionary English Turkish Redhouse

BE AS GOOD AS ONE'S PROMISE : English Turkish Redhouse

sözünü tutmak, sözünde durmak, sözünü yerine getirmek

BE AS GOOD AS ONE'S WORD : English Turkish Redhouse

sözünü tutmak, sözünde durmak, sözünü yerine getirmek

BE AS THICK AS THIEVES : English Turkish Redhouse

konuşma dilisıkı fıkı olmak, can ciğer kuzu sarması olmak

BE ASHAMED : English Turkish Redhouse

utanmak

BE ASLEEP : English Turkish Redhouse

uyumak

BE ASSAILED WITH DOUBTS : English Turkish Redhouse

kuşkular içinde olmak

BE ASSASSINATED : English Turkish Redhouse

suikasta uğramak, suikasta kurban gitmek

BE ASSOCIATED WITH : English Turkish Redhouse

ile ilişkisi olmak; ile ilgisi olmak

BE ASTONISHED AT : English Turkish Redhouse

-e hayret etmek

BE AT : English Turkish Redhouse

ulunmak, olmak

BE AT A DISADVANTAGE : English Turkish Redhouse

dezavantajlı olmak

BE AT A LOSS FOR WORDS : English Turkish Redhouse

ne diyeceğini şaşırmak, söyleyecek söz bulamamak

BE AT A LOW EBB : English Turkish Redhouse

(birinin) morali bozuk olmak.
çok azalmış olmak

BE AT A STANDSTILL : English Turkish Redhouse

durmak, durmuş vaziyette olmak; kesilmek, kesilmiş vaziyette olmak

BE AT BAY : English Turkish Redhouse

çok zor bir durumda olmak

BE AT CROSS-PURPOSES : English Turkish Redhouse

birbirini anlamamak.
amaçları birbirine karşı olmak

BE AT DAGGERS DRAWN : English Turkish Redhouse

kanlı bıçaklı olmak

BE AT DEATH'S DOOR : English Turkish Redhouse

ir ayağı çukurda olmak, ölümün eşiğinde olmak

BE AT FAULT : English Turkish Redhouse

kabahatli olmak

BE AT HAND : English Turkish Redhouse

el altında olmak; yakında olmak

BE AT LARGE : English Turkish Redhouse

(suçlu) firarda olmak/ortalıkta dolaşmak

BE AT LOGGERHEADS WITH SOMEONE : English Turkish Redhouse

iri ile kavgalı olmak

BE AT LOOSE ENDS : English Turkish Redhouse

konuşma dili
meşgul olmamak, boş olmak.
boşta gezmek

BE AT ONE'S BACK : English Turkish Redhouse

ir kimseye arka çıkmak

BE AT ONE'S BEST : English Turkish Redhouse

en iyi durumda olmak, formunda olmak