Multilingual Turkish Dictionary English Turkish Redhouse

pre.ciouspreş'ıs sıfat
değerli, kıymetli.
çok pahalı.
aziz.
fazla nazik.
konuşma dili rezil. zarf, konuşma dili çok, pek: There is precious little time left. Çok az zaman kaldı

PRECIOUS METALS : English Turkish Redhouse

(altın, gümüş, platin gibi) kıymetli madenler

PRECIOUS STONE : English Turkish Redhouse

kıymetli taş, mücevher

PRECIPICE : English Turkish Redhouse

prec.i.picepres'îpîs isim
uçurum.
sarp kayalık

PRECIPITANT : English Turkish Redhouse

pre.cip.i.tantprisîp'ıtınt isim, kimya çökeltici, çöktürücü. sıfat bakınız precipitate

PRECIPITATE : English Turkish Redhouse

pre.cip.i.tateprîsîp'ıtît, prîsîp'ıteyt isim, kimya çökelti, çökel. sıfat
aceleci.
düşüncesiz.
aceleyle yapılan.
ani

PRECIPITATION : English Turkish Redhouse

pre.cip.i.ta.tionprîsîpıtey'şın isim
yağış.
kimya çökelme; çökeltme

PRECIPITOUS : English Turkish Redhouse

pre.cip.i.tousprîsîp'ıtıs sıfat
dik, sarp.
atılgan, aceleci

PRECISE : English Turkish Redhouse

pre.ciseprîsays' sıfat
tam, kesin: a precise definition of the word sözcüğün tam karşılığı. at the precise moment of his arrival tam geldiği anda.
çok dikkatli, titiz (kimse).
titizlikle yapılmış (iş).
dakik (saat).
hassas (alet)

PRECISION : English Turkish Redhouse

pre.ci.sionprîsîq'ın isim
kesinlik.
doğruluk.
açıklık. sıfat hassas: a precision instrument hassas bir alet

PRECLUDE : English Turkish Redhouse

pre.cludepriklud' fiil
olanaksızlaştırmak, imkânsızlaştırmak, engellemek.
dışarıda bırakmak

PRECOCIOUS : English Turkish Redhouse

pre.co.ciousprîko'şıs sıfat erken gelişmiş

PRECONCEIVED : English Turkish Redhouse

pre.con.ceivedprikınsivd' sıfat önyargılı

PRECONCEPTION : English Turkish Redhouse

pre.con.cep.tionprikınsep'şın isim önyargı

PRECONDITION : English Turkish Redhouse

pre.con.di.tionprikındîş'ın isim önkoşul