Multilingual Turkish Dictionary English Turkish Redhouse

PREEN ONESELF : English Turkish Redhouse

saçını başını özenle düzeltmek

PREEXIST : English Turkish Redhouse

pre.ex.istpriyîgzîst' fiil önceden var olmak

PREF. : English Turkish Redhouse

pref.kısaltma «preface» prefix

PREFAB : English Turkish Redhouse

pre.fabprifäb' isim, konuşma dili prefabrik yapı

PREFABRICATE : English Turkish Redhouse

pre.fab.ri.cateprifäb'rıkeyt fiil parçalarını önceden hazırlamak

PREFABRICATED : English Turkish Redhouse

pre.fab.ri.catedsıfat prefabrik, prefabrike

PREFABRICATION : English Turkish Redhouse

pre.fab.ri.ca.tionprifäbrîkey'şın isim prefabrikasyon

PREFACE : English Turkish Redhouse

pref.acepref'îs isim önsöz. fiil
önsöz ile başlamak.
önsözünü yazmak

PREFATORY : English Turkish Redhouse

pref.a.to.rypref'ıtôri sıfat önsöz niteliğindeki

PREFER : English Turkish Redhouse

pre.ferprîfır' fiil (preferred, preferring)
yeğlemek, tercih etmek.
hukuk sunmak, arzetmek

PREFERABLE : English Turkish Redhouse

pref.er.a.blepref'ırıbıl sıfat tercih edilir, daha iyi

PREFERABLY : English Turkish Redhouse

pref.er.a.blyzarf tercihen

PREFERENCE : English Turkish Redhouse

pref.er.encepref'ırıns isim
yeğleme, tercih.
tercih edilen şey

PREFERENTIAL : English Turkish Redhouse

pref.er.en.tialprefıren'şıl sıfat tercihli; ayrıcalıklı

PREFERRED STOCK : English Turkish Redhouse

ticarettercihli hisse senedi

PREFIX : English Turkish Redhouse

pre.fixprifîks' fiil (sözcük başına) önek koymak. isim (pri'fîks) önek

PREGNANCY : English Turkish Redhouse

preg.nancyisim hamilelik, gebelik

PREGNANT : English Turkish Redhouse

preg.nantpreg'nınt sıfat
hamile, gebe.
with ile dolu.
anlamlı

PREHEAT : English Turkish Redhouse

pre.heatprihit' fiil önceden ısıtmak

PREHISTORIC : English Turkish Redhouse

pre.his.tor.icprihîstôr'îk sıfat tarihöncesi, tarihten önceki, prehistorik

PREHISTORY : English Turkish Redhouse

pre.his.to.ryprihîs'tıri isim tarihöncesi, prehistorya

PREJUDGE : English Turkish Redhouse

pre.judgepric^c' fiil önceden hüküm vermek

PREJUDICE : English Turkish Redhouse

prej.u.diceprec'ıdîs isim
önyargı.
kayırma, taraf tutma, tarafgirlik.
zarar, ziyan. fiil
haksız hüküm verdirmek.
zarara uğratmak

PREJUDICE AGAINST : English Turkish Redhouse

-e karşı önyargı

PREJUDICE IN FAVOR OF : English Turkish Redhouse

-in lehine önyargı