Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish Redhouse

English Turkish Redhouse
PRESCIENCE : English Turkish Redhouse

pre.sci.encepri'şiyıns, preş'iyıns isim ileri görüş

PRESCIENT : English Turkish Redhouse

pre.sci.entpri'şiyınt, preş'iyınt sıfat ileri görüşlü

PRESCRIBE : English Turkish Redhouse

pre.scribeprîskrayb' fiil
emretmek.
(ilaç) vermek.
reçete yazmak

PRESCRIPTION : English Turkish Redhouse

pre.scrip.tionpriskrîp'şın isim
emir.
tıbbi reçete

PRESENCE : English Turkish Redhouse

pres.enceprez'ıns isim huzur, hazır bulunma, varlık. Your presence is requested. Hazır bulunmanız rica olunur

PRESENCE OF MIND : English Turkish Redhouse

konuşma dili(zor bir dudumda kullanılan) akıl: She had the presence of mind to get under the table. Masanın altına girmeyi akıl etti

PRESENT : English Turkish Redhouse

pre.sentprîzent' fiil
sunmak, arz etmek: present a petition dilekçe sunmak.
takdim etmek: He presented me to the jueen. Beni kraliçeye takdim etti.
(film) göstermek.
(oyun) sunmak

PRESENT A BOLD FRONT : English Turkish Redhouse

cesaret göstermek, yürekli gözükmek

PRESENT AN APPEARANCE : English Turkish Redhouse

görünmek

PRESENT ONE'S COMPLIMENTS : English Turkish Redhouse

saygılarını sunmak

PRESENT PARTICIPLE : English Turkish Redhouse

durum ortacı, faaliyet ismi

PRESENT SOME DIFFICULTY : English Turkish Redhouse

güçlük çıkarmak

PRESENT SOMEONE WITH : English Turkish Redhouse

irini
.. ile karşı karşıya bırakmak: His sudden resignation presented us with a problem. Ani istifası bizi bir problemle karşı karşıya bıraktı

PRESENT-DAY : English Turkish Redhouse

pres.ent-dayprez'ıntdey' sıfat şimdiki, günümüzün

PRESENTABLE : English Turkish Redhouse

pre.sent.a.bleprîzen'tıbıl sıfat prezantabl: I went upstairs to make myself presentable before the guests arrived. Misafirler gelmeden önce yukarı çıkıp kendime çekidüzen verdim

PRESENTATION : English Turkish Redhouse

pres.en.ta.tionprezıntey'şın, prîzıntey'şın isim
sunma, sunuş, takdim; sunulma.
takdim etme; takdim edilme.
gösterme; gösterilme.
temsil, oyun

PRESENTIMENT : English Turkish Redhouse

pre.sen.ti.mentprizen'tımınt isim önsezi

PRESENTLY : English Turkish Redhouse

pres.ent.lyprez'ıntli zarf
birazdan, yakında.
şimdi, şu anda

PRESERVATION : English Turkish Redhouse

pres.er.va.tionprezırvey'şın isim
saklama; saklanma.
koruma; korunma

PRESERVATIVE : English Turkish Redhouse

pre.serv.a.tiveprîzır'vıtîv sıfat saklayan, koruyan, koruyucu. isim koruyucu madde

PRESERVE : English Turkish Redhouse

pre.serveprîzırv' fiil
korumak, esirgemek.
saklamak.
sürdürmek.
reçelini yapmak.
konservesini yapmak

PRESIDE : English Turkish Redhouse

pre.sideprîzayd' fiil at/over
e başkanlık etmek

PRESIDENCY : English Turkish Redhouse

pres.i.den.cyprez'ıdınsi isim başkanlık

PRESIDENT : English Turkish Redhouse

pres.i.dentprez'ıdınt isim
başkan.
cumhurbaşkanı.
rektör

PRESIDENTIAL : English Turkish Redhouse

pres.i.den.tialprezıden'şıl sıfat başkanlığa ait