Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish Redhouse

English Turkish Redhouse
PROBE : English Turkish Redhouse

probeprob fiil
araştırmak, incelemek.
sondalamak, sondaj yapmak. isim
sonda, mil.
araştırma.
insansız uzay roketi

PROBITY : English Turkish Redhouse

pro.bi.typro'bıti isim doğruluk, dürüstlük

PROBLEM : English Turkish Redhouse

prob.lemprab'lım isim
sorun, mesele, problem.
matematik problem. sıfat problemli, problem: problem child problem çocuk

PROBLEMATIC : English Turkish Redhouse

prob.lem.at.icprablımät'îk sıfat şüpheli

PROBLEMATICAL : English Turkish Redhouse

prob.lem.at.i.calprablımät'îkıl sıfat şüpheli

PROCEDURE : English Turkish Redhouse

pro.ce.dureprısi'cır isim
yol, yöntem, metot, prosedür.
işlem: There are a number of steps to be followed in this procedure. Bu işlemde izlenecek birkaç basamak var

PROCEED : English Turkish Redhouse

pro.ceedprısid' fiil
to
e gitmek; ilerlemek.
with
e devam etmek.
başlamak: When I asked them to lower their voices they proceeded to speak even more loudly. Seslerini kısmalarını istediğim zaman daha da yüksek sesle konuşmaya başladılar.
from
den kaynaklanmak;
den ileri gelmek.
to
e geçmek

PROCEEDINGS : English Turkish Redhouse

pro.ceed.ingsprısi'dîngz isim
tutanak, zabıt.
hukuk yargılama yöntemleri

PROCEEDS : English Turkish Redhouse

pro.ceedspro'sidz isim, çoğul gelir, hâsılat, kazanç

PROCESS : English Turkish Redhouse

proc.esspras'es, [İngiliz İngilizcesi] pro'ses isim
yöntem, metot, yol: a production process bir üretim yöntemi.
süreç, proses: growth process büyüme süreci.
işlem; tretman: the steps in the production process üretim işlemindeki aşamalar. fiil işlemden/işlemlerden geçirmek

PROCESSION : English Turkish Redhouse

pro.ces.sionprıseş'ın isim alay; dizi, sıra: funeral procession cenaze alayı

PROCLAIM : English Turkish Redhouse

pro.claimprokleym' fiil
ilan etmek.
açığa vurmak

PROCLAMATION : English Turkish Redhouse

proc.la.ma.tionpraklımey'şın isim
ilan.
bildiri

PROCLIVITY : English Turkish Redhouse

pro.cliv.i.typroklîv'ıti isim eğilim, meyil

PROCRASTINATE : English Turkish Redhouse

pro.cras.ti.nateprokräs'tıneyt fiil
sürüncemede bırakmak, ağırdan almak, geciktirmek.
ertelemek

PROCREATE : English Turkish Redhouse

pro.cre.atepro'kriyeyt fiil üretmek; üremek; yaratmak

PROCURE : English Turkish Redhouse

pro.cureprokyûr' fiil
elde etmek, edinmek, sağlamak.
(birine) seks için (birini) bulmak

PROD : English Turkish Redhouse

prodprad fiil (prodded, prodding)
dürtmek.
teşvik etmek. isim
dürtme.
üvendire

PRODIGAL : English Turkish Redhouse

prod.i.galprad'ıgıl sıfat
savurgan.
çok bol. isim savurgan kimse

PRODIGIOUS : English Turkish Redhouse

pro.di.giousprıdîc'ıs sıfat
çok büyük, kocaman.
şaşılacak, müthiş

PRODIGY : English Turkish Redhouse

prod.i.gyprad'ıci isim
dâhi, deha, harika: child prodigy dâhi çocuk, harika çocuk. musical prodigy müzik dehası.
harika, olağanüstü şey

PRODUCE : English Turkish Redhouse

pro.ducepro'dus isim
ürün.
zerzevat, sebze ve meyve; tarım ürünleri

PRODUCER : English Turkish Redhouse

pro.duc.erprıdu'sır isim
üretici.
sinema yapımcı, prodüktör

PRODUCER GOODS : English Turkish Redhouse

ticaretsermaye malları

PRODUCT : English Turkish Redhouse

prod.uctprad'ıkt isim
ürün.
sonuç.
matematik çarpım