Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish Redhouse

English Turkish Redhouse
PROJECTION BOOTH : English Turkish Redhouse

sinemamakine dairesi

PROJECTIONAL : English Turkish Redhouse

pro.jec.tion.alsıfat, geometri izdüşümsel

PROJECTIONIST : English Turkish Redhouse

pro.jec.tion.istsinema makinist

PROJECTOR : English Turkish Redhouse

pro.jec.torprıcek'tır isim
gösterici, proqektör, sinema makinesi.
ışıldak, projektör

PROLETARIAN : English Turkish Redhouse

pro.le.tar.i.anprolıter'iyın isim proleter, emekçi. sıfat proleter, proletarya özgü, emekçi

PROLETARIAT : English Turkish Redhouse

pro.le.tar.i.atprolıter'iyıt isim proletarya, emekçi sınıf

PROLIFIC : English Turkish Redhouse

pro.lif.icprolîf'îk sıfat
doğurgan.
bereketli, verimli.
üretken

PROLIFICACY : English Turkish Redhouse

pro.lif.i.ca.cyprolîf'ıkısi isim doğurganlık

PROLIX : English Turkish Redhouse

pro.lixpro'lîks sıfat
uzun, ayrıntılı.
yorucu, sıkıcı

PROLOG : English Turkish Redhouse

pro.logpro'lôg isim prolog, öndeyiş

PROLOGUE : English Turkish Redhouse

pro.loguepro'lôg isim prolog, öndeyiş

PROLONG : English Turkish Redhouse

pro.longprılông' fiil uzatmak, sürdürmek

PROLONGATION : English Turkish Redhouse

pro.lon.ga.tionprolông.gey'şın isim uzatma, sürdürme

PROMENADE : English Turkish Redhouse

prom.e.nadepramıneyd', pramınad' isim
yürüyüş, piyasa.
gezinti yeri. fiil gezinmek, piyasa etmek

PROMENADE DECK : English Turkish Redhouse

gezinti güvertesi, üst güverte

PROMINENCE : English Turkish Redhouse

prom.i.nenceisim
ün.
göze çarpan şey.
çıkıntı, burun

PROMINENT : English Turkish Redhouse

prom.i.nentpram'ınınt sıfat
ünlü, önemli.
göze çarpan.
çıkıntılı, çıkık

PROMISCUITY : English Turkish Redhouse

prom.is.cu.i.typramîskyu'wıti isim rasgele cinsel ilişki

PROMISCUOUS : English Turkish Redhouse

pro.mis.cu.ousprımîs'kyuwıs sıfat rasgele cinsel ilişkide bulunan

PROMISE : English Turkish Redhouse

prom.isepram'îs isim
söz, vaat.
umut verici şey. fiil
söz vermek, vaat etmek.
(belirli bir duruma) işaret etmek: This weather promises rain. Yağmur yağacağa benziyor. This promises to be a good game. İyi bir maç olacağa benziyor

PROMISING : English Turkish Redhouse

prom.is.ingpram'îsîng sıfat umut verici, geleceği parlak

PROMISSORY : English Turkish Redhouse

prom.is.so.rypram'ısôri sıfat bakınız promissory note

PROMISSORY NOTE : English Turkish Redhouse

ono

PROMONTORY : English Turkish Redhouse

prom.on.to.rypram'ıntôri isim, coğrafya burun

PROMOTE : English Turkish Redhouse

pro.moteprımot' fiil
ilerletmek.
terfi ettirmek.
sınıf geçirmek.
reklamını yaparak tanıtmak, tanıtımını yapmak.
geliştirmek, desteklemek