Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish Redhouse

English Turkish Redhouse
PROPOUND : English Turkish Redhouse

pro.poundprıpaund' fiil ileri sürmek, ortaya atmak, önermek

PROPRIETARY : English Turkish Redhouse

pro.pri.e.tar.yprıpray'ıteri sıfat
birinin mülkü olan, özel.
mal sahibine ait.
sicilli, tescilli, patentli.
sahip çıkan, sahiplik taslayan

PROPRIETOR : English Turkish Redhouse

pro.pri.e.torprıpray'ıtır isim mal sahibi

PROPRIETY : English Turkish Redhouse

pro.pri.e.typrıpray'ıti isim
uygunluk.
görgü kurallarına uyma

PROPULSION : English Turkish Redhouse

pro.pul.sionprıp^l'şın isim
ileriye doğru sürme.
itici güç

PRORATE : English Turkish Redhouse

pro.rateproreyt', pro'reyt fiil belirli bir oranda bölüştürmek/paylaştırmak

PROS AND CONS : English Turkish Redhouse

lehte ve aleyhte olanlar

PROSAIC : English Turkish Redhouse

pro.sa.icprozey'îk sıfat
sıkıcı.
yavan, basit.
şiirsellikten yoksun

PROSAICAL : English Turkish Redhouse

pro.sa.i.calprozey'îkıl sıfat
sıkıcı.
yavan, basit.
şiirsellikten yoksun

PROSCRIBE : English Turkish Redhouse

pro.scribeproskrayb' fiil
yasaklamak.
medeni haklarını elinden almak

PROSE : English Turkish Redhouse

proseproz isim düzyazı, nesir. sıfat düzyazı şeklinde yazılmış

PROSECUTE : English Turkish Redhouse

pros.e.cutepras'ıkyut fiil
sürdürmek,
e devam etmek.
hukuk aleyhine dava açmak

PROSECUTING ATTORNEY : English Turkish Redhouse

savcı

PROSECUTION : English Turkish Redhouse

pros.e.cu.tionprasıkyu'şın isim
sürdürme, devam.
hukuk dava.
davacı

PROSECUTOR : English Turkish Redhouse

pros.e.cu.torpras'ıkyutır isim
davacı.
savcı

PROSELYTE : English Turkish Redhouse

pros.e.lytepras'ılayt isim dinini değiştiren kimse. fiil başkasını kendi dinine çevirmek veya çevirmeye çalışmak; (başkasını) kendi dinine çevirmek veya çevirmeye çalışmak

PROSELYTISE : English Turkish Redhouse

pros.e.lyt.isepras'ılîtayz fiil, İngiliz İngilizcesi bakınız proselytize

PROSELYTISM : English Turkish Redhouse

pros.e.lyt.ismpras'ılıtîzım isim başkalarını kendi dinine çevirme veya çevirmeye çalışma

PROSELYTIZE : English Turkish Redhouse

pros.e.lyt.izepras'ılîtayz fiil başkasını kendi dinine çevirmek veya çevirmeye çalışmak; (başkasını) kendi dinine çevirmek veya çevirmeye çalışmak

PROSODY : English Turkish Redhouse

pros.o.dypras'ıdi isim prosodi, ölçübilim

PROSPECT : English Turkish Redhouse

pros.pectpras'pekt isim
ihtimal, olasılık: The prospect of his finding a qob is poor. İş bulma ihtimali az.
çoğul başarı şansı: His prospects are excellent. Onun geleceği parlak.
olası müşteri. fiil for (maden) aramak

PROSPECTIVE : English Turkish Redhouse

pro.spec.tiveprıspek'tîv sıfat
beklenen, umulan.
muhtemel, olası

PROSPECTOR : English Turkish Redhouse

pro.spec.torisim maden arayıcısı

PROSPECTUS : English Turkish Redhouse

pro.spec.tusprıspek'tıs isim prospektüs, tanıtmalık

PROSPER : English Turkish Redhouse

pros.perpras'pır fiil
başarılı olmak.
gelişmek, büyümek, zenginleşmek