Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish Redhouse

English Turkish Redhouse
PROVIDED THAT : English Turkish Redhouse

koşuluyla, şartıyla: I will lend you the money provided that you pay me back tomorrow. Yarın bana iade etmeniz şartıyla size parayı veririm

PROVIDENCE : English Turkish Redhouse

prov.i.denceprav'ıdıns isim
Tanrının inayeti, ilahi takdir.
sağgörü.
büyük harf ile Allah, Tanrı

PROVIDENT : English Turkish Redhouse

prov.i.dentsıfat ihtiyatlı, tedbirli

PROVIDENTIAL : English Turkish Redhouse

prov.i.den.tialpravıden'şıl sıfat
Allahtan.
talihli

PROVIDENTIALISM : English Turkish Redhouse

prov.i.den.tial.ismisim kayracılık, providansiyalizm

PROVIDENTIALIST : English Turkish Redhouse

prov.i.den.tial.istisim kayracı, providansiyalist

PROVIDENTIALLY : English Turkish Redhouse

prov.i.den.tial.lyzarf
Allahtan.
şans eseri

PROVIDER : English Turkish Redhouse

pro.vid.erprıvay'dır isim
sağlayan kimse.
aile geçindiren kimse

PROVINCE : English Turkish Redhouse

prov.inceprav'îns isim
il, vilayet; eyalet.
bilgi alanı.
yetki alanı

PROVINCIAL : English Turkish Redhouse

pro.vin.cialprıvîn'şıl sıfat
vilayete ait.
taşralı.
görgüsüz

PROVINCIALISM : English Turkish Redhouse

pro.vin.cial.ismisim taşraya özgü âdet veya deyiş özelliği

PROVISION : English Turkish Redhouse

pro.vi.sionprıvîq'ın isim
hazırlık.
koşul, şart.
çoğul erzak; azık. fiil yiyecek veya gerekli şeyleri sağlamak

PROVISIONAL : English Turkish Redhouse

pro.vi.sion.alsıfat geçici, eğreti

PROVISO : English Turkish Redhouse

pro.vi.soprıvay'zo isim, hukuk (provisos/provisoes) (sözleşmeye konulan) kayıt, koşul, şart

PROVOCATION : English Turkish Redhouse

prov.o.ca.tionpravıkey'şın isim
kışkırtma, tahrik, dürtme.
provokasyon, kışkırtma.
kızdırma, sinirlendirme

PROVOCATIVE : English Turkish Redhouse

pro.voc.a.tiveprıvak'ıtîv sıfat
kışkırtıcı, tahrik edici.
kızdırıcı, sinirlendirici.
çekici, cazip

PROVOKE : English Turkish Redhouse

pro.vokeprıvok' fiil
kışkırtmak, tahrik etmek, dürtmek.
kızdırmak, sinirlendirmek.
e yol açmak,
e neden olmak

PROVOST : English Turkish Redhouse

pro.vostpro'vost, prav'ıst isim
resmi amir.
dekan.
(İskoçya'da) belediye başkanı

PROVOST GUARD : English Turkish Redhouse

askeri polis karakolu

PROVOST MARSHAL : English Turkish Redhouse

inzibat amiri, adli subay

PROW : English Turkish Redhouse

prowprau isim, denizcilikle ilgili pruva, baş

PROWESS : English Turkish Redhouse

prow.essprau'wîs isim
yiğitlik, cesaret.
beceri; yetenek

PROWL : English Turkish Redhouse

prowlpraul fiil
sinsi sinsi dolaşmak.
etrafı kolaçan etmek. isim
sinsi sinsi dolaşma.
etrafı kolaçan etme

PROWL CAR : English Turkish Redhouse

konuşma dilipolis arabası

PROXIMITY : English Turkish Redhouse

prox.im.i.typraksîm'ıti isim yakınlık