Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish Redhouse

English Turkish Redhouse
QUAKE : English Turkish Redhouse

juakekweyk fiil
titremek.
sarsılmak

QUAKER : English Turkish Redhouse

Quak.erkwey'kır isim bir Protestan tarikatı üyesi, Kuveykır

QUALIFICATION : English Turkish Redhouse

jual.i.fi.ca.tionkwalıfıkey'şın isim
nitelik, özellik: He has all the qualifications. Bütün niteliklere sahip.
şart, kayıt: with many jualifications birçok şartlarla.
dilbilgisi niteleme

QUALIFIED : English Turkish Redhouse

jual.i.fiedkwal'ıfayd sıfat
kalifiye, nitelikli, vasıflı, ehliyetli: a qualified worker kalifiye bir işçi.
ehliyetli, ehliyeti olan: a jualified driver ehliyetli bir şoför.
şartlı, kısıtlı, sınırlı

QUALIFY : English Turkish Redhouse

jual.i.fykwal'ıfay fiil
hak kazanmak, ehliyet kazanmak; hak kazandırmak.
kısıtlamak, sınırlandırmak.
nitelendirmek.
hafifletmek.
dilbilgisi nitelemek

QUALITATIVE : English Turkish Redhouse

jual.i.ta.tivekwal'ıteytîv sıfat niteliksel, nitel

QUALITY : English Turkish Redhouse

jual.i.tykwal'ıti isim
nitelik, vasıf.
kalite, nitelik: average juality orta nitelik. high juality yüksek kalite. poor juality düşük kalite. juality control kalite kontrolü.
özellik: a person's good qualities bir kimsenin iyi özellikleri.
üstünlük.
meziyet

QUALM : English Turkish Redhouse

jualmkwam isim vicdan azabı

QUALMS OF CONSCIENCE : English Turkish Redhouse

vicdan azabı

QUANDARY : English Turkish Redhouse

juan.da.rykwan'dıri, kwan'dri isim
şüphe, ikircim; hayret, şaşkınlık.
ikilem

QUANTIFY : English Turkish Redhouse

juan.ti.fykwan'tıfay fiil miktarını belirtmek; miktarını belirlemek, ölçmek

QUANTITATIVE : English Turkish Redhouse

juan.ti.ta.tivekwan'tıteytîv sıfat nicel

QUANTITATIVELY : English Turkish Redhouse

juan.ti.ta.tive.lyzarf nicel olarak

QUANTITY : English Turkish Redhouse

juan.ti.tykwan'tıti isim
nicelik: Quality is more important than quantity. Nitelik nicelikten daha önemlidir.
miktar: a negligible juantity önemsiz bir miktar.
çoğul miktar: in small juantities az miktarda. He buys in large juantities. Külliyetli miktarda satın alır

QUANTUM : English Turkish Redhouse

juan.tumkwan'tım isim (quanta)
miktar, tutar.
pay, hisse.
fizik kuantum, nicem

QUANTUM LEAP : English Turkish Redhouse

önemli bir atılım

QUARANTINE : English Turkish Redhouse

juar.an.tinekwôr'ıntin isim karantina. fiil karantinaya almak

QUARREL : English Turkish Redhouse

juar.relkwôr'ıl isim kavga, çekişme; bozuşma. fiil (quarreled/quarrelled, quarreling/quarrelling) kavga etmek, çekişmek; bozuşmak

QUARRELSOME : English Turkish Redhouse

sıfatkavgacı; ters, huysuz

QUARRY : English Turkish Redhouse

juar.rykwôr'i isim av

QUART : English Turkish Redhouse

juartkwôrt isim galonun dörtte biri, kuart

QUARTER : English Turkish Redhouse

juar.terkwôr'tır isim
dörtte bir, çeyrek: a quarter of the amount miktarın dörtte biri.
çeyrek: It's juarter to two. İkiye çeyrek var.
25 sent.
yılın dörtte biri, üç aylık süre.
öğretim yılının dörtte biri.
mahalle, semt.
yön, taraf.
çoğul kışla.
çoğul konut, mesken, ikametgâh. fiil
dörde ayırmak, dörde bölmek.
(in/with) (birini) (bir yere veya birinin yanına) yerleştirmek: They juartered him with an engineer's family. Onu bir mühendis ailesinin yanına yerleştirdiler

QUARTER DECK : English Turkish Redhouse

kıç güvertesi

QUARTER HOUR : English Turkish Redhouse

çeyrek saat

QUARTER NOTE : English Turkish Redhouse

müzikdörtlük