English Turkish Redhouse
RAINDROP : English Turkish Redhouse
ain.dropreyn'drap isim yağmur damlası
RAINFALL : English Turkish Redhouse
ain.fallreyn'fôl isim yağış miktarı
RAINY : English Turkish Redhouse
ain.yrey'ni sıfat yağmurlu
RAISE : English Turkish Redhouse
aisereyz fiil
(yukarı) kaldırmak: He raised his hand. Elini kaldırdı.
yükseltmek, artırmak.
(para) toplamak.
(hayvan, ekin) yetiştirmek; (çocuk) büyütmek/yetiştirmek.
e sebep olmak: It raised a laugh among them. Onları güldürdü. Don't raise a dust! Etrafı tozutma! You've raised our hopes. Bizi umutlandırdınız.
ileri sürmek, söylemek: Don't raise any objections! Hiç bir itirazda bulunma!
RAISE A BLOCKADE : English Turkish Redhouse
ablukayı kaldırmak
RAISE HELL : English Turkish Redhouse
karışıklık çıkarmak, kıyamet koparmak
RAISE SOMEONE'S CURIOSITY : English Turkish Redhouse
irinin merakını uyandırmak, birinin dikkatini çekmek
RAISE THE ROOF : English Turkish Redhouse
çok gürültü yapmak
RAISIN : English Turkish Redhouse
ai.sinrey'zın isim kuru üzüm
RAKE : English Turkish Redhouse
akereyk isim, bahçıvanlık tırmık. fiil
tırmıkla toplamak.
(toprağı) tırmıklamak.
askeri (ateşle) taramak.
together
i zar zor bir araya getirmek
RAKE IN MONEY : English Turkish Redhouse
çok para kazanmak
RAKE SOMEONE OVER THE COALS : English Turkish Redhouse
irini şiddetle azarlamak, birini haşlamak
RAKE SOMETHING UP : English Turkish Redhouse
ir şeyi çıkarıp ortaya dökmek, eski defterleri karıştırmak
RAKEOFF : English Turkish Redhouse
ake.offreyk'ôf isim (yasadışı bir kazançtan alınan) pay
RALLY : English Turkish Redhouse
al.lyräl'i fiil
(birilerini) toplamak; toplanmak.
harekete geçirmek; canlandırmak.
moral vermek, cesaretlendirmek.
(düştükten sonra) (fiyatları) artırmak; (fiyatlar) artmaya başlamak.
to/around (birinin) yardımına koşmak; (bir davayı) desteklemek.
(hasta veya yorgun kişi) kendini toparlamak. isim
(birilerini) toplama; toplanma.
(düşüşten sonra) (fiyatlarda) artış.
(hasta veya yorgun kişi) kendini toparlama.
(birini veya bir davayı desteklemek için yapılan) toplantı; miting.
otomotiv ralli
RAM : English Turkish Redhouse
RAMräm isim, kısaltma Random-Access Memory
RAM SOMEONE DOWN ONE'S THROAT : English Turkish Redhouse
konuşma dilibirini/bir şeyi birine zorla kabul ettirmek, birinin gırtlağına basarak birini/bir şeyi kabul ettirmek
RAM SOMEONE DOWN SOMEONE'S THROAT : English Turkish Redhouse
irine birini/bir şeyi zorla kabul ettirmek
RAM SOMETHING DOWN ONE'S THROAT : English Turkish Redhouse
konuşma dilibirini/bir şeyi birine zorla kabul ettirmek, birinin gırtlağına basarak birini/bir şeyi kabul ettirmek
RAM SOMETHING DOWN SOMEONE'S THROAT : English Turkish Redhouse
irine birini/bir şeyi zorla kabul ettirmek
RAMADAN : English Turkish Redhouse
Ram.a.danrämıdan' isim Ramazan
RAMAZAN : English Turkish Redhouse
Ram.a.zanrämızan' isim Ramazan
RAMBLE : English Turkish Redhouse
am.bleräm'bıl fiil
gezinmek, dolaşmak, dolanmak.
konuyu dağıtmak.
(bitki) gelişigüzel yayılıp büyümek. isim gezinme, gezinti
RAMBUNCTIOUS : English Turkish Redhouse
am.bunc.tiousrämb^nk'şıs sıfat, konuşma dili
neşeli, gürültülü.
delişmen; ele avuca sığmaz
RAMIFICATION : English Turkish Redhouse
am.i.fi.ca.tionrämıfıkey'şın isim kol, şube, dal
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani