English Turkish military
COMBINED ARMS TEAM : English Turkish military
MUHTELİT TİM:Kara Ordusunun iki veya daha çok muharip sınıfından müteşekkil tim. Bu timde; her muharip sınıf, kendi kabiliyet ve imkanlarından faydalanarak, timin ileri hareketine yardım etmek suretiyle, diğer muharip sınıfları tamamlar. Tim; genel olarak, tank, piyade, istihkam ve topçudan mürekkeptir
COMBINED ARMS TRAINING : English Turkish military
MUHTELİT SINIFLAR EĞİTİMİ; MÜŞTEREK SINIFLAR EĞİTİMİ:Kara ordusunun piyade, topçu, zırhlı birlik, muhabere, istihkam vesaire gibi çeşitli sınıf ve hizmetlerine mensup birliklerin müşterek çalışmalarını temin için yapılan eğitim. Bu devrede, çeşitli sınıf ve hizmetler, birbirleriyle iş ve güç birliği yapmak suretiyle, muharebe vazifelerinin başarılması esası üzerinde yetiştirilirler. Bu eğitim devresine manevra ve tatbikatlar dahildir. Ayrıca bakınız: "training"
COMBINED CHIEF OF STAFF : English Turkish military
BİRLEŞİK KURMAY BAŞKANLIĞI:Harp zamanında A. B. D ve İngiltere'nin kara, hava ve deniz kuvvetlerine mensup yüksek rütbeli subaylardan müteşekkil ve plan ve koordinasyon işleriyle meşgul bir makamı
COMBINED CIRCUIT : English Turkish military
BİRLEŞİK DEVRE:Bknz. "combination circuit"
COMBINED COMMON USER ITEMS : English Turkish military
MÜŞTEREK HİZMETE ELVERİŞLİ MADDELER:İki veya daha çok millet tarafından müşterek olarak kullanılan değiş tokuş edilebilir mahiyette maddeler
COMBINED COMMUNICATION BOARD : English Turkish military
BİRLEŞİK MUHABERE KURULU:Birleşik Kurmay Başkanlığının muhabere işlerini düzenleyen bir müessese
COMBINED COMMUNICATION BOARD PUBLICATIONS : English Turkish military
BİRLEŞİK MUHABERE KURULU YAYINLARI:
COMBINED DOCTRINE : English Turkish military
MÜŞTEREK DOKTRİN:Müşterek bir hedefe yönelik koordineli bir harekette iki veya daha fazla ülkenin kuvvetlerinin istihdamını yönlendiren temel prensipler. Katılan ülkeler tarafından onaylanır. Ayrıca bakınız: "joint doctrine; multi-service doctrine"
COMBINED FORCE : English Turkish military
BİRLEŞİK KUVVET; KOMBİNE KUVVET:İki veya daha fazla müttefik ülkenin unsurlarından oluşan bir askeri kuvvet. Ayrıca bakınız: "force (s) "
COMBINED INFLUENCE MINE : English Turkish military
Bknz. "combination influence mine"
COMBINED INTELLIGENCE : English Turkish military
BİRLEŞİK İSTİHBARAT; KOMBİNE İSTİHBARAT:A. B. D. Müttefikleri tarafından ortaya çıkarılan ve kombine komutanlıklar ile ittifakların plan ve politikalarını düzenleme bakımından lüzumlu olan istihbarat
COMBINED OBSERVATION : English Turkish military
MÜŞTEREK GÖZETLEME:Değişik noktalarda bulunan iki veya daha çok gözcü tarafından ateşin gözetlenmesi
COMBINED OPERATION : English Turkish military
BİRLEŞİK HAREKAT:Tek bir görevin tamamlanması için beraber hareket eden iki veya daha fazla müttefik ülkenin kuvvetleri tarafından icra edilen bir harekat
COMBINED RESCUE COORDINATION CENTER : English Turkish military
Bknz. "rescue coordination center"
COMBINED SHOP : English Turkish military
MUHTELİF ONARIM ATÖLYESİ:Bir müessesedeki bütün bakım ve vasıtaların, bakım kademesi dikkate alınmaksızın, merkezi bir idare altında toplanmış şekli
COMBINED STAFF : English Turkish military
BİRLEŞİK KARARGAH; BİRLEŞİK KARARGAH HEYETİ:İki veya daha çok müttefik millet personelinden mürekkep karargah. Ayrıca bakınız: "integrated staff", "joint staff", "parallel staff", ve "staff"
COMBINED STRATEGIC PLANS : English Turkish military
BİRLEŞİK STRATEJİK PLANLAR:İki veya daha çok milletin iştirak ettiği planlar. Ayrıca bakınız: "strategic plans"
COMBINED TASK FORCE : English Turkish military
KOMBİNE ÖZEL GÖREV KUVVETİ:Birleşik özel görev için, iki veya daha çok müttefik devletin çeşitli unsurlarından teşkil edilen bir özel görev kuvveti. Ayrıca bakınız: "task force"
COMBINED TRAINING : English Turkish military
MÜŞTEREK EĞİTİM; MUHTELİT EĞİTİM:Herhangi bir birliği, normal olarak, işbirliği yapacağı bir veya birkaç sınıf ile birlikte, eğitime tabi tutmak
COMBINED WAR PLAN : English Turkish military
BİRLEŞİK HARP PLANI; KOMBİNE HARP PLANI:Bknz. "war plan"
COMBUSTIBILITY : English Turkish military
TUTUŞMA KABİLİYETİ; PARLAMA KABİLİYETİ:Malzemenin depolamada nispi parlama kabiliyeti şu şekilde tarif edilir; tehlikeli (hazardous) Ya bizzat veya ambalajlarıyla ateş almaya ve yangının yoğunlaşıp süratle yayılmasına müsait malzeme; orta (moderate)
Yangının alevlenmesine yardımcı olacak mahiyetteki malzeme; düşük (low)
Kendiliğinden ateş almayacak, fakat, ambalajlarıyla birlikte, yangının alevlenmesine yardım edecek mahiyetteki malzeme; parlamaz, tutuşmaz (non-combustibility); ne kendiliğinden ateş alacak, ne de parlamaya yardımcı olacak mahiyetteki malzeme ve ambalajlar
COMBUSTIBLE TARGET : English Turkish military
YANABİLİR HEDEF:Yapısı itibariyle yanmaya veya tutuşmaya müsait hedef
COMBUSTOR : English Turkish military
YAKMA HÜCRESİ:Bir ram-jette; alev memesi, ateşleme tertibatı, yanma hücresi ve yakıt püskürtme sisteminden meydana gelmiş komple düzene verilen isim
COMING FLIGHT : English Turkish military
HAVAALANINA GELEN UÇAK:
COMMAND : English Turkish military
KOMUTANLIK:Bir şahsın komutası altında bulunan bir birlik veya birlikler
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani