Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish military

English Turkish military
HEAVY MACHINEGUN : English Turkish military

AĞIR MAKİNALI TÜFEK:7,62 mm. çapında, su ile soğutulan makinalı tüfekler ile daha büyük çapta bütün makinalı tüfekleri içine alan makinalı tüfek tipleri

HEAVY MAINTENANCE UNIT : English Turkish military

AĞIR BAKIM TAMİRHANESİ, AĞIR BAKIM BİRLİĞİ:Yenileştirme ve tamir işleri için yetiştirilmiş personeli bulunan tamirhane

HEAVY RESISTANT EXERCISE : English Turkish military

AĞIR MUKAVEMET EGZERSİZLERİ:Ağır bir yüke (demir ağırlıklar, gülle vesaire kaldırmak suretiyle) mukavemet ederek yapılan egzersizler. Bak. "exercise"

HYDROCYANIC ACID : English Turkish military

HİDROSYONİK ASİT:

HYDROFOIL PATROL CRAFT : English Turkish military

HİDROFİL KARAKOL ARACI:Başlıca düşman suüstü muharip unsurlarına karşı kullanılan çabuk tepki ve taarruzi harekat imkan ve kabiliyeti olan bir karakol botu, füzesi veya hücumbotu

HYDROGEN : English Turkish military

HİDROJEN:Kolay yanan gayet hafif ve renksiz bir gaz

HYDROGEN CYANIDE : English Turkish military

HİDROJEN SİYANÜR:Bak. "hydrocyanic acid"

HYDROGEN SULFIDE : English Turkish military

KÜKÜRTLÜ HİDROJEN:Hidrojen ve kükürtün, kimyasal olarak birleşmesinden meydana gelen gaz. Bu gaz, havadan ağırdır ve çürük yumurtayı andıran bir kokusu vardır. Az miktarda olduğu zaman tahriş eder; yoğun olursa zehirlidir. Kimyasal bir madde olarak başlı başına kullanılmamakla beraber, mermilerin patlamasında ve bazı kimyasal muamelelerde teşekkül eder

HYDROGRAPH : English Turkish military

HİDROGRAF:Havadaki rutubet miktarını ölçen alet

HYDROGRAPHIC CHART : English Turkish military

HİDROGRAFİK HARİTA:Bir deniz veya deniz ve kara sahasında su derinliklerini, dip tabiatını, derinlikleri ve kıyı şeritlerini, sıcak ve soğuk su akıntılarını, seyrüsefere yardımcı veya engelleyici noktaları gösteren deniz haritası. Bu haritalarda; asgari olarak, seyirciye rehberlik edecek bariz noktalarda dahil olmak üzere, kıyıların topoğrafik teşekkülatı gösterilir. Buna (hydrographic map) de denir

HYDROGRAPHIC DATUM : English Turkish military

HİDROGRAFİK BAŞLANGIÇ:İskandil ve derinlik eğrileri ile kıyıda ve açıkta arazi şekillerinin yükseklikleri için müracaat sathı

HYDROGRAPHIC MAP : English Turkish military

HİDROGRAFİK HARİTA:Bak. "hydrographic chart"

HYDROGRAPHIC MARKINGS : English Turkish military

HİDROGRAFİK İŞARETLER:Hidrografik maksatlarla ve kanalların istiabını belirtmek için kullanılan işaretler. Kayaları, sığ yerleri ve su altında kalan engelleri göstermek üzere kullanılan işaretler gibi

HYDROGRAPHIC RECONNAISSANCE : English Turkish military

HİDROGRAFİK KEŞİF:Derinlikleri, kıyı dip meyillerini ve tabanın şeklini tespit etmek, mercan adaları ile kayalıkları, sığ yerleri ve suni engellerin yerini bulmak üzere bir su bölgesinin keşfi

HYDROGRAPHIC SECTION (BEACH PARTY) : English Turkish military

HİDROGRAFİ KISMI (KIYI PARTİSİ):Görevleri kıyıyı hasara uğratmış botlardan temizlemek, hidrografik keşif yapmak, denizaltı engellerinin kaldırılmasına yardım etmek, teskereci olarak çalışmak ve bot mürettebatını değiştirmek olan bir kıyı posta kısmı

HYDROGRAPHY : English Turkish military

HİDROGRAFİ:Seyrüsefer amaçlı kullanılan deniz, göl, nehir, okyanus ve bunların birleştiği kıyı sahalarının ölçülmesi, tanımlanması veya fiziksel özellikleriyle ilgilenen bilim dalı

HYDROPHONE : English Turkish military

HİDROFON:Suların naklettiği sesleri dinlemeye mahsus alet. Bu aletten denizaltıların yerini bulmak için faydalanılır

HYDROPNEUMATIC : English Turkish military

SIVILI VE HAVALI:Bir sıvı veya gazla ilgili ya da bunlar vasıtasıyla işleyen. Bu terim; genellikle, enerji ve itme kuvvetinin değişik şekilde massedilmesini sağlayan toplardaki bazı geri tepme ve dengeleme düzeni (equilibrator) ile ilgili olarak kullanılır. Bak. "recoil cylinder"

HYDROSPHERE : English Turkish military

HİDROSFER (HV.):Arz yüzeyinin üçte ikisini kaplayan ve okyanusları, denizleri ve gölleri meydana getiren, nispeten sığ su tabakası

HYDROSPRING : English Turkish military

SIVILI VE YAYLI:Bir sıvı veya yayla ilgili ya da bunlar vasıtasıyla işleyen. Bu terim, genellikle, enerji veya itme kuvvetinin değişik şekilde massedilmesini sağlayan toplardaki bazı geri tepme ve dengeleme düzeni (equilibrator) ile ilgili olarak kullanılır. Bak. "recoil cylinder"

HYDROSTATIC EFFECT : English Turkish military

HİDROSTATİK ETKİ (HV.):Normal şartlar altında bir su sütununun ivme sırasında arz yüzeyi veya bir çekim alanı üzerinde meydana getirdiği basınç

HYDROSTATIC FUSE : English Turkish military

HİDROSTATİK TAPA:Önceden tespit edilmiş bir derinlikte sualtı infilakı meydana getirmek üzere su bombalarında kullanılan tapa

HYDYNE : English Turkish military

HİDİN (HV.):Ağırlık itibariyle %60 simetrik olmayan dimetil hidrazin ile %40 dietiltriyamin karışımından ibaret sıvı roket yakıtı

HYGROMETER : English Turkish military

HİGROMETRE:Havadaki rutubet miktarını ölçmeye mahsus alet

HYGROSCOPIC : English Turkish military

HİGROSKOPİK:Suyu, özellikle, havanın rutubetini emmeye ve alıkoymaya istidatlı olan. Örneğin, gliserin higroskopik bir maddedir