English Turkish military
DEFENSIVE FIRE : English Turkish military
SAVUNMA ATEŞİ:Savunma faaliyeti içinde bulunan bir birliği korumak ve yardım etmek için destek birlikleri tarafından açılan ateş
DEFENSIVE GRENADE : English Turkish military
SAVUNMA EL BOMBASI:Örtü gerisinden atılan, patlayıcı gücü yüksek el bombası. Nispeten kalın madeni gövdesinden fırlayan parçaların, yüksek süratle dağılması sebebiyle, insanlara karşı tesirlidir. Buna bazen "fragmentation grenade" denir
DEFENSIVE MINE COUNTERMEASURES : English Turkish military
TEDAFÜİ (SAVUNMA) MAYIN KARŞI TEDBİRLERİ:Düşman mayın döşeme etkisini azaltmak için uygulanan karşı tedbirler
DEFENSIVE MINEFIELD : English Turkish military
TEDAFÜİ (SAVUNMA) MAYIN TARLASI:Düşmanın mevziler arasından girmesini başarısızlığa uğratmak, ayrıca mevzilerin savunma gücünü kuvvetlendirmek maksadıyla tesis edilmiş plana göre döşenmiş bir mayın tarlası. Bak. "minefield"
DEFENSIVE MINING : English Turkish military
SAVUNMA MAYINLAMASI:
DEFENSIVE POSITION : English Turkish military
SAVUNMA MEVZİİ:Birbirini destekleyen savunma bölgeleri veya tahkim edilmiş taktik arazi bölgeleri sistemine göre hazırlanmış ve kıtalar tarafından işgal edilmiş saha. Buna "battle position" da denir
DEFENSIVE SEA AREA : English Turkish military
DENİZ SAVUNMA SAHASI:Deniz ulaştırmasının kontrol ve korunması saha sularına bitişik savunma tesislerinin korunması ve belli sahalar dahilinde gerekli güvenlik tedbirleri alınması için önemli iskele, liman, körfez veya boğaz sularını ve bu istikametlerdeki yaklaşma yollarını içine alan deniz sahası. Bak. "maritime control area"
DEFENSIVE WARFARE : English Turkish military
SAVUNMA HARBİ:Savunma muharebeleri yapmak suretiyle sevk ve idare edilen harp
DEFENSIVE ZONE : English Turkish military
SAVUNMA BÖLGESİ:Genel olarak cepheye paralel ve tamamen veya kısmen savunma için hazırlanmış iki veya daha çok muharebe mevziini içine alan arazi şeridi
DEFENSIVE-OFFENSIVE : English Turkish military
SAVUNMALI TAARRUZ:Düşmanı yıpratmak maksadıyla, savunma şeklinde başlayıp sonra taarruzla netice almayı hedef tutan harekat
DEFERMENT : English Turkish military
ERTELEME, TECİL:Bakılması zaruri aile fertlerinin bulunması, önemli işlerin aksamaması için vesaire sebeplerle mecburi askerlik hizmetinin geri bırakılması hali
DEFERRED : English Turkish military
GECE:Haberleşmede derhal teslimi gerekmeyen gece haberleri için kullanılan bir haber kısaltması. Bu haberlerin 24 saat içinde yerlerine gönderilmeleri gerekir. Bütün diğer haberlerden sonra gönderilmekle beraber, dosyalandığı andan itibaren en geç 24 saat içinde yerlerine ulaştırılmış olmaları lazımdır
DEFERRED CHARGES : English Turkish military
PEŞİN ÖDENMİŞ MASRAFLAR:Masrafın yapıldığı muhasebe devresinde bir veya birkaç işe tahmil edilmeyip, ilerideki bir veya birkaç devreye intikal ettirilen masraflar
DEFERRED CREDIT : English Turkish military
PEŞİN TAHSİL EDİLMİŞ ALACAKLAR:Hakedilmeden önce, tahsil edilen veya kayda geçirilen gelir veya irat
DEFERRED DEMAND : English Turkish military
ERTELENMİŞ TALEP:Satın alınacak malın veya hizmetin mevcut olmaması yüzünden ileri bir tarihe bırakılmış talep
DEFERRED MAINTENANCE : English Turkish military
ERTELENMİŞ BAKIM:Düzenli çalışan bir cihaz veya sistemin çalışmasını bakım yaparak aksatmamak için, bakımın ileriki bir tarihe bırakılması
DEFERRED MESSAGE : English Turkish military
GECE İVEDİLİK DERECELİ HABER:Bak. "deferred" ve "message precedence"
DEFERRED PAYMENT SALE : English Turkish military
TAKSİTLE SATIŞ, VADELİ ÖDEMEYLE SATIŞ:
DEFICIENCY : English Turkish military
AÇIK, HESAP AÇIĞI:Bir hesap müfettişi tarafından resmen açıklanan ve hesabın temizlenmesi, ayarlanmaya veya düzeltici işleme ihtiyaç gösteren bir yanlışlık veya kanun dışı işlem
DEFICIENCY ACCOUNT : English Turkish military
AÇIK HESABI:Açığı tespit eden hesap
DEFICIT : English Turkish military
AÇIK, HESAP AÇIĞI:Bak. "deficiency (1) "
DEFILADE : English Turkish military
SÜTRELERDEN YARARLANMA:Düşmanın kara gözetlemesi veya ateşinden tepe, sırt, set gibi bir engelin sağladığı koruma
DEFILADED AREA : English Turkish military
MESTUR BÖLGE:Bir tepe, toprak yığını veya bir bina gibi suni veya doğal bir engel vasıtasıyla düşmanın kara gözetlemesinden ve yatık mermi yollu silahlarının ateşinden korunan saha
DEFILE : English Turkish military
GEÇİT, BOĞAZ:Geniş cepheli bir kuvvetin ileri veya yanlara doğru hareketini sınırlayan dar bir vadi, koruluklar arasındaki patika veya bir ırmağın geçit veren yeri gibi herhangi bir doğal arazi şekli veya köprü gibi bir yapı
DEFINITE APPROPRIATION : English Turkish military
MUAYYEN TAHSİSAT:Miktarı belirli bir para tahsisi. Bak. "appropriation"
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani