English Turkish military
DIRECT COMMAND PROCEDURE : English Turkish military
DİREKT KOMUTA USULÜ:Görmeyerek atış idare usulü olup, gözetleyici, yapılacak düzeltmeleri, direkt olarak silaha gönderir
DIRECT COMMUNICATION : English Turkish military
DİREKT TELSİZ MUHABERESİ:Bir ara telsiz istasyonunun yardımı olmaksızın tesis edilmiş telsiz irtibatı. Bak. "indirect communication"
DIRECT CONVERSATION : English Turkish military
YÜZ YÜZE KONUŞMA:Hiç bir muhaberat vasıtası kullanmaksızın, karşılıklı yapılan konuşma
DIRECT COST : English Turkish military
ESAS MALİYET, DİREKT MALİYET, DOĞRUDAN (DOLAYSIZ) MALİYET:İptidai madde ve işçi maliyetleri, istihsalin genel hacmine göre değişen maliyet. DIRECT CREDITS (CREDIT WITH CONFESSIONAL TERMS):GÜVENCELİ KREDİ:
DIRECT DAMAGE ASSESSMENT : English Turkish military
DİREKT HASAR DEĞERLENDİRMESİ:Bir taarruz sahasının, hava gözetlemesi, hava fotoğrafı veya gözetleme ile direkt olarak incelenmesi
DIRECT EXCHANGE : English Turkish military
DİREKT MÜBADELE:Bir mala karşı mal esasına dayanan, hizmete elverişsiz malzeme karşılığı, hizmete elverişli malzeme dağıtımı şeklinde bir ikmal usulü. Bu usul; normal mal sorumluluk belgesine gerek kalmadan, asgari kırtasiye muamelesi ile uygulanır
DIRECT EXERCISE : English Turkish military
DİREKT TATBİKAT:Bak. "JCS directed exercise". DIRECT FIRE (SAVUNMA BAKANLIĞI, SAVUNMA KURULU):GÖREREK ATEŞ:Ya toplar ya da komuta aleti ile hedefe doğrudan doğruya nişan alınarak yapılan atış: Bak. "fire"
DIRECT FIRE (NATO) : English Turkish military
DİREKT ATEŞ:Nişangahla görülebilen hedefe yöneltilen ateş
DIRECT FIRE SIGHTS : English Turkish military
GÖREREK ATIŞ NİŞAN TERTİBATI:Bir nişan noktasına tevcihten farklı olarak, doğrudan doğruya hedefe tevcihe imkan veren nişangah
DIRECT HIT : English Turkish military
TAM İSABET:Tam hedef üzerine isabet eden mermi:
DIRECT ILLUMINATION : English Turkish military
DİREKT AYDINLATMA:Arama ışıkları veya pyrotekniklerinin direkt ışıkları tarafından oluşturulan aydınlatma
DIRECT INDICATING COMPASS : English Turkish military
DİREKT GÖSTERİCİ PUSULA:Kadranı, taksimat levhası veya göstergesi detektör vazifesi gören kısım üzerinde bulunan manyetik bir pusula. DIRECTING/CONDUCTING AND/OR CONTROLLING STAFF:HAREKAT MÜDÜRÜ (KONTROL) KARARGAHI MÜDÜRÜ, HAREKAT KARARGAHI (DZ.):Tecrübe, nitelik bakımından ve tatbikat talimatına tamamen vakıf olmaları dolayısıyle bir tatbikatın idaresi veya kontrolu için seçilmiş subaylar heyeti. Bu heyet mensuplarının hem mavi, hem turuncu görevlerini bilmeleri belirli mavi veya turuncu görevi almalarına engel olur
DIRECT LABOR : English Turkish military
DİREKT İŞÇİLİK; İSTİHSAL İŞGÜCÜ:Bir malın istihsalinde kullanılan işgücü. Muayene taşıma, bakım, muhafaza vesaire işgücü bunun dışındadır
DIRECT LAYING : English Turkish military
NİŞANGAH TEVCİHİ:Silahların nişangahlarının hedef üzerine doğrudan ayarlandığı bir tevcih sistemi. Buna "direct pointing" de denir. Bknz. "indirect laying":
DIRECT LAYING POSITION : English Turkish military
AÇIK MEVZİİ:Bu şekilde atış yapan top mevzii.:,
DIRECT OBSERVATION : English Turkish military
DİREKT GÖZETLEME:Arazi fotoğrafları veya buna benzer vasıtalardan faydalanma yerine, dürbün veya gözetleme aletleri ile, doğrudan doğruya görerek, yapılan gözetleme. Bknz. "observation"
DIRECT PLOTTING : English Turkish military
DİREKT HEDEF TESPİTİ:Tek bir top mevziinden hedefin mesafe ve istikamet açısının hesaplanması bataryadaki diğer topların ihtiyaçlarını da karşıladığı zaman, harekat halindeki bir hedef için atış hesaplarını tayin etmekte kullanılan usul. Ayrı kıymetlendirme (offset plotting) terimi, birden fazla topa atış esasları verilmesi gerektiği zaman kullanılır
DIRECT POINTING : English Turkish military
GÖREREK NİŞAN:Bir silahın; hedefi gören bir nişan tertibatıyla bir istikamete veya hem istikamet hem mesafe bakımından tevcihi
DIRECT PRESSURE : English Turkish military
DİREKT TAKİP:Çekilmekte olan bir düşman kuvvetinin yeniden tertiplenmesine veya savunmaya geçmesine fırsat vermeden kati imhası için, çevirme harekatı dışında, girişilen bütün hareketler. Bknz. "exploitation" ve "pursuit"
DIRECT PRODUCTION : English Turkish military
VASITASIZ İSTİHSAL:Sermayeye ve sermaye mallarına ihtiyaç görülmeden sağlanan istihsal
DIRECT SALE : English Turkish military
DİREKT SATIŞ:
DIRECT STANDARD ALPHABET : English Turkish military
DİREKT STANDART ALFABE:Hem açık, hem şifreli unsurların, 26 hanelik herhangi bir sıra yapabilecek tarzda, fakat normal alfabe sırasında bulunduğu şifre alfabesi
DIRECT SUPPORT : English Turkish military
DİREKT DESTEK:
Bir desteklenen birliğe veya teşkile bağlı olmayan ve kontrolü altında bulunmayan fakat o birlik veya teşkile öncelikli destek sağlaması gereken birlik veya teşkil.
Denizde kullanıldığında, belirli bir kuvvetin diğer birliklerce korunması harekatı ile ilgili olur
DIRECT SUPPORT ARTILLERY : English Turkish military
DİREKT DESTEK TOPÇUSU:Ana görevi; desteklenen birlik tarafından istenilen ateş desteğini temin etmek olan topçu
DIRECT SUPPORT FIRE : English Turkish military
DİREKT DESTEK ATEŞİ:Bir kuvveti, bütünü ile destekleyen genel destek ateşinin aksine, kuvvetin bir kısmını desteklemek üzere açılan ateş. Bknz. "close supporting fire", "deep supporting fire", "supporting fire"
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani